Rusya ile Savaş
21 Aralık 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
 |
| Sultan 3. Mustafa |
Muzaffer Efendi Hazretleri zaman zaman bazı târihî hâdiseleri ve duyulmamış nevâdir kabîlinden hikâyeleri de anlatırlardı...Onlardan biri de Koca Râgıb Paşa ile Sultan 3. Mustafa arasında geçen şu hâdisedir...
Sultan Mustafa Han, Rusya'ya harb açmaya niyetlendiğinde, o zamanki sadrazamı, tecrübeli devlet adamı Koca Râgıb Paşa tedirgin olur ve pâdişâhı fikrinden döndürmek için der ki :
RUS HARBİ
Sultan Mustafa Han, Rusya'ya harb açmaya niyetlendiğinde, o zamanki sadrazamı, tecrübeli devlet adamı Koca Râgıb Paşa tedirgin olur ve pâdişâhı fikrinden döndürmek için der ki :
"Pâdişâhım, Osmanlı ordusu arslandır ama artık ihtiyarlamışdır, pençelerindeki kuvvet azalmışdır..."
Bu sözle kibarca, "harbe girersek mağlûb olur, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz" demek ister...Koca Râgıb Paşa'nın bu ifâdesine pâdişâhın fenâ halde canı sıkılır ve biraz sert bir uslûb ile :
"Sen ne diyorsun paşa! Düşmana mermi yerine altın atsak altınlarımız tükenmez, hazîne o derece dolu" demiş ancak Koca Râgıp Paşa'nın dîrâyeti sâyesinde savaşdan uzun süre kaçınıldı...
Koca Râgıp Paşa vefât ettikten birkaç sene sonra Sultan Mustafa tecrübesiz ve beceriksiz devlet adamlarının da yönlendirmesi ile Rusya'ya harb ilan eder...
Efendi Hazretleri buyurdular ki;
"Sonra harbe girdik, hem mağlûb olduk hem de hazîne tam takır oldu"
Fakîr'in Notu :
Efendi Hazretlerinin bahsettiği bu savaş "1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı" olarak tarihe geçmiş ve bizim için büyük felâketlerle netîcelenmişdir...
Kethüdâzâde Menâkıbında da buna benzer bir hâdise anlatılıyor :
Keçecizâde İzzet Molla, merhûm II. Sultan Mahmud Han zamanında Rusya ile harb açılacağına dair havadisler yayılmaya başladığında, Rusya ile muhârebe etmemek üzere bir rapor hazırlayıp Sultan Mahmud'a takdîm eder. Raporda, Rusya ile savaşırsak, bize dokunacak zararları ve mağlûbiyet sebeblerini bir bir açıklar. O rapor Sultan Mahmud'un düşüncelerine ters düşdüğünden kabûl etmez ve İzzet Molla'yı sürgüne gönderir. Molla sürgüne giderken;
- "Babam sürgün olmağa kazaskerlikten sonra başladı. Üç defa sürgün oldu. Biz Galata Mollalığı'nda başladık, bakalım kaç defa sürgün oluruz" der.
Merhûm dayanarnayıp sürgündeyken irtihâl-i bekâ eder. Raporda yazdığı şeyler bir bir çıkar. Sultan Mahmud harbden sonra pişmanlıkla :
- "Merhum İzzet Molla'nın hakkı varınış" derse de ne fayda iş işten geçmişdir...