Rüyâda Edeb ve İrfân Talîmi

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri rüyâlarda çokça görülür. Pek çok kişi, onu hâl-i hayâtında görmediği hâlde, rüyâsında görmüşdür. Hattâ defalarca görenler de çokdur. Bunda da nice hikmetler vardır. İnşâallah fırsat bulursak bu hikmetlerden de bahsederiz. Tabii rüyâlar ekseriyetle tabir gerekdirir, tabîre ihtiyâcı olmayan rüyâlar pek azdır. Şimdi size bu kabîl bir rüyâyı nakledip, tabîrini de arz edeceğim.

Bir kardeşimiz Efendi Hazretlerini rüyâsında görmüş, ona hitâben şöyle buyurmuşlar : "İrfân babadan, edeb anneden öğrenilir". Rüyâ bu kadar. Acaba ne demek bu irfânı babadan, edebi anneden öğrenmek? Kısaca îzâh edelim.

Bu rüyâda baba, rûha, anne, nefse işaretdir. İrfân, rûha, edeb ise nefse ta'alluk eder. Yani edeb nefsin sıfatıdır, rûhun sıfatı ise irfândır. Edeb öğrenmek için nefsi terbiye etmek lâzımdır. Bu da ancak nefsi tanımakla mümkündür. Nefsin hîlelerini, tuzaklarını bilirsek, onu zaaflarını, kuvvetlerini, askerlerini tanırsak, ona hâkim olmak mümkün olur. Yine nefsimizin fânî olduğunu bilirsek, bâkî olan Allah'a muhtâc olduğumuzu bilir, kendimizi ona göre çekip çeviririz. Yine nefsimizin ne kadar âciz, ne kada hakîr, ne kadar fakîr olduğunu bilirsek, Kâdir-i mutlak Allah'a, Azîz Allah'a, Ganî Allah'a itâat ve kullukdan ayrılmaz, böylece edeb sâhibi oluruz. 

Rûha gelince. Rûh, nefha-i ilâhîdir. Hakk ile kul arasındaki irtibât, rûh iledir. Rûh öyle bir  ilâhî sırdır ki rûhunu tanıyan, onunla âşinâ olan Allah'ı tanır, irfân sâhibi olur. İnsan, halîfetullahdır yani Allah'ın halîfesidir. Bu da rûh sâyesindedir, bedenin bir kıymeti yokdur, toprakdan yaradılmışdır çünkü. Halîfe, kendisini halîfe kılan zâtı temsîl etme vasfına sâhibdir. Bundan ne anlıyoruz? İnsan, Allah'ın sıfatlarıyla sıfatlanmışdır. Yani Allah kendi sıfatlarını vermişdir insanoğluna. Meselâ irâde vermişdir, hayat vermişdir, ilim vermişdir, kuvvet vermişdir, kudret vermişdir. İşte insan kendisine bahşedilen bu ilâhî sıfatları bilirse, irfân sâhibi olur, Allah'ı bilir.