11 Kasım 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem Efendimizin Şakku'l-Kamer mu'cizesinden bahsedince, Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri'nin mühim bir rüyâsını zikretmeden geçemeyeceğim. Buyurmuşlardı ki :
Şa'bân ayının beşinci gecesi, saat ikiye beş kala, Resûl-i Ekrem Efendimizi gördüm. Kendisi oturmuşlardı, yanlarında da iki kişi vardı fakat onların yüzlerini görmedim. Gökde ay tam matla'ında, on beşinde nasıl görünüyorsa öyle çıkmış ve yerde bir iğne dahi olsa görülecek kadar parlakdı. Sonra ben dedim ki, "Yâ Resûlallah, şu aya işâret buyursanız da ay şakk olsa, bu mu'cizenizi görsem". Efendimiz bana hitâben buyurdular ki, "Muzaffer, ayın şakk olması için şimdi benim kalkıp abdest almam lâzım, bu soğuk havada buna râzı mısın?". Ben ısrâr etdim, "Ne olur Yâ Resûlallah, bunu çok istiyorum" dedim. Efendimiz de kalkıp abdest aldıkdan sonra aya işâret buyurdular ve ay ikiye ayrıldı.
Efendi Hazretlerinin bu rüyâsı, hakîkaten çok mühimdir. Fakîr, rüyânın tabirine hiç girmeden şu kadarını söylemekle yetineceğim. Resûl-i Ekrem Efendimizin bu gibi mucizeleri vaktiyle olup bitmiş zannedilse de aslında öyle değildir. O'nun bütün mu'cizeleri tekrar tekrar zuhûra gelmekdedir. Ne var ki bu zuhûr, alem-i âfâkda değil âlem-i enfüsdedir. Yani Resûlullah'dan zuhûr eden her mu'cizenin zâhirî bir tarafı olduğu gibi bir de bâtınî tarafı vardır ki, bâtındaki bu sırlar kıyâmete kadar devamlı tekrarlanacak ve isti'dâdı olanlar bunlara nâil olacaklardır.