Rüyâlar ve Manâlar

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Amerika'daki bir sohbetlerinde "Rüyâ ve rüyâ tabîri hakkında ne dersiniz?" diye sorulunca şöyle buyurdular :

Diğer dînleri bilmiyorum ama İslâm dînînde rüyânın ma'nâları vardır. Meselâ İbrâhim aleyhisselam oğlu İsmâil'i yâhud İshâk'ı zebh ile rüyâda emrolundu. Ve aynı zamanda Hazret-i Peygamber yani Hazret-i Muhammed, kılıcının ucu kırıldığını gördü ve şöyle tabîr etdi, "Benim ehl-i beytimden birisi şehîd olacak" dedi ve müşrikler Hazret-i Hamza'yı öldürdüler. Demek ki rüyâların ma'nâsı var. 

Fakat rüyâlar bir kaç kısımdır. Bir kısmı var ki, rûh-i hayvânî görür. Çünkü insanın içerisinde bir rûh yokdur. Rûh-i şecerî var, rûh-i nebâtî var, rûh-i hayvânî var, rûh-i insânî var, rûh-i sultânî var, rûh-i sır vardır. 

Rüyâlarda madde yokdur, göz de yokdur, gören nedir görülen nedir? Meselâ bir adamın su dökeceği gelse gece, uyusa böyle, onun rûh-i hayvânîsi rüyâda helâ görür, yüznumara görür, vîrâne görür filan. Aç susuz yatarsa bir adam, rüyâsında su görür yâhud ekmek görür, yemek görür filan. Bunlar insanın rûh-i hayvânîsinin gördüğü rüyâlardır. Ruh-i nebâtîsi olsun, rûh-i hayvânîsi olsun, rûh-i insânîsi olsun hepsi kudsîdir çünkü insan kudsîdir. Allah'ın en büyük âyetidir insan. 

Rüyâyı rûh-i insânî görürse ters tabîr edilir. Meselâ pislik görmek paraya, ama tarîkat ehli için değil, umûmî olarak konuşuyorum ben şimdi. Neden? Zîrâ bir tarlaya bir tohum atılsa onun üzerine gübre olarak pislik atılsa, o gömülen tohum, mezrûâtı çok verir. Para da, ne yapar, iş yapılırsa dâimâ çoğalır.

Rûh-i sultânî rüyâ görürse, hüve hüvesine çıkar, tamâmen. Yani tevîle lüzûm kalmaz. Nitekim peygamberlerin bidâyetde ilk vahiyleri rüyâ-yı sâdıka iledir.

Sâlik tarîkata girdiği vakitde, insân-ı kâmil olması için, yedi derece vardır. Ama şartlara riâyet etdiği takdirde, tarîkatın şartlarına. Şeyh bu derecâtı sâlikin gördüğü rüyâ ile keşfeder. Yâhud şeyh kendi yüksek istidâdı ile bizzat keşfeder ve sâlikin sınıfını değiştirir. 

www.muzafferozak.com