18 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
NA'T-I ŞERÎF
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlâre su
Kim bu denli tutuşan odlara kılmaz çâre su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
Zekv-i tîğından 'aceb yok olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su
Suya versin bâğ-ban gül-zârı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gül-zâre su
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına
Hâme tek bakmakdan inse gözlerine kâre su
Ârızın yâdiyle nem-nâk olsa müjgânım n'ola
Zâyi' olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su
Gam günü etme dil-î bîmârdan tîğin dirîğ
Hayrdır vermek karanu gecede bîmâre su
İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bir kez bu sahrâda benim'çün âre su
Ben lebin müştâkıyem zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su
Ravza-i kûyüne her dem durmayıp eyler güzâr
'Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş-reftâre su
Su yolun ol kûyden toprak olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahî ol kûye koyman vâre su
Dest-bûsu arzusiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
İçmek ister bülbülün kânın meğer bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtâre su
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i 'âleme
İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su
Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yi dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mu'cizâtı âteş-i eşrâre su
Kılmak için tâze gül-zâr-i nübüvvet revnâkın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâre su
Mu'cizi bir bahr-i bî-pâyan imiş 'âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su
Hayret ilen barmağın dişler kim etse istimâ'
Parmağından verdiği şiddet günü Ensâr'e su
Eylemiş her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû'u için gül-i ruhsâre su
Hâk-i pâyine yetem der 'ömrlerdir muttasıl
Başını taşdan taşa urup gezer âvâre su
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr
Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su
Zikr-i na'tin virdini dermân bilir ehl-i hatâ
Öyle kim def-i humar için içer mey-hâre su
Yâ Habiballah yâ Hayre'l-beşer müştâkınem
Öyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâre su
Sensin ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i mi'râcda
Şebnem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su
Çeşme-i hurşidden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkadin tecdîd eden mi'rnâre su
Bîm-ı dûzah nâr-i gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümîdim ebr-i ihsânın sepe ol nâre su
Yümn-i na'tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nisandan dönen tek lü'lü-i şehvâre su
Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Hâb-i hasretden dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki rûz-i haşr mahrûm olmayam
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Fuzûlî