Tarîk-i Halvetiyye ricâlinin büyüklerinden Şeyh Cemâleddin Halvetî Kuddise Sırruh Hazretlerinin, zikrullahın esrârına dâir bu nutk-i şerîfi üzerine Cihangirî Ahmed Dede'nin Hüseynî makâmındaki bestesi çok kıymetlidir. Bu eser, Halvetî tekkelerinde kıyâm kalkılıp "Cumhur İlahi" okundukdan sonra "Devrân"a başlanırken okunurdu. Aşağıdaki kayıtlardan da anlayacağınız gibi eserin okunuşu da kendine mahsûsdur. Her bir beytin sonunda perde kaldırmak ve ritmi hızlandırmak sûretiyle devrân hızlandırılır ve zikrullaha revnâk verilir. Bu yüzden notaya bakarak okumak pek mümkün olmaz, mutlakâ ehlinden meşk etmek gerekir. Okunuşa âit diğer bir husûsiyyeti ise, makta' beytine gelip de, Şeyh Cemâleddin Halvetî Hazretlerinin ism-i şerîfi okunduğunda okuyuş birden ağırlaştırılır ve "İsm-i Hayy zikrine geçilir.
Nutk-i şerîfin yedi beyt olması nefsin yedi mertebesine, her beytin sonunda perdenin yükselmesi bir nefs mertebesinden diğerine çıkarak ma'nen yükselmeye, ilâhinin başlarda ağır olup sonradan hızlanması seyr-i sülûkün de başlarda biraz meşakkatli olup sonradan kolaylaşıp süratlenmesine, okuyuşda coşkunun artması seyr-i sülûkde ilerledikçe sâlikin şevke gelmesine, devrân ederken okunması seyr-i sülûkun devrî olmasına ve ka'betullah etrâfında yedi defâ dönülerek yapılan tavâfa remzdir. Nutkun yedi beyt olması, renklerin ve seslerin yedi olmasına da işâretdir. Diğer bir remzi de, şerî'at, tarîkat, hakîkat, ma'rifet, kurbiyyet, kutbiyyet ve ubûdiyyet mertebelerine işâret etmesidir.
Bu müstesnâ ilâhi ve okunuşu hakkında daha fazla bilgi için şu yazımıza bakınız.