Salahaddin Uşşâkî Hazretlerinin Mevlidi

4 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Abdullah Salahaddin Uşşaki
Bir önceki yazımızda beyân etdiğimiz gibi, Süleyman Çelebi Hazretleri emsâlsiz eseriyle büyük bir çığır açmış ve ondan sonra gelenler arasında nice şâirler, edîbler ve ârifler ona nazîre olarak eserler kaleme almışlardır. İşte bu da onlardan biridir ve asırlar sonra zuhûr eden bir Allah dostunun, ârif-i billah vâsıl-ı ilâllah Abdullah Salahaddîn Uşşâkî Hazretlerinin eseridir. Bu mevlid-i şerîf, her biri 37 yedi beyt olan 7 kısımdan müteşekkildir. Birinci kısım, Besmele'nin fazîleti hakkında ve şerhi mâhiyetindedir. İkinci kısımda Efendimizin dünyâyı teşrîfi ve bi'seti anlatılmış, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı kısımlar İsrâ ve Mi'râc mucizelerine tahsîs edilmişdir. Altıncı kısmın sonuna doğru pek güzel nasîhatlar vardır. Eser buraya kadar mesnevî tarzındadır, yedinci kısım ise kasîde formunda olup na't-ı şerîfden ibâretdir yani Efendimizin büyüklüğü, yüceliği ve yüksek ahlâkı hakkındadır. 

I

Nûr-ı Bismillâhirrahmânirrahîm
Perteviyle kalbim it nûr yâ Rahîm

On sekiz harfdir beher zıll-ı hurûf
On sekiz bin 'âlem içre her sunûf

Zıll-ı esrârında mahfûz-ı Hudâ
Olduğun bil olma zikrinden cüdâ

Sad hezârân eyle şükr ü hamdele
Böyledir bil işte kadr-i Besmele

İsti'âne oldu Bismillah'da "bâ"
Feyz-i rahmet matlab-ı mâ ez-Hudâ

"Sîn"inin dendânesi erre misâl
Olması kat'-ı lisân-ı ehl-i dâl

Çeşm-i "mîm"inden akıtdı lâ-yezâl
Mü'minîne zemzem-i âb-ı zülâl

"Elif"i hem mânend-i tîr-i hasm-ı dîn
Remy olur ol ez-lisân-ı mü'minîn

Hem dolayısıyla "hâ"sı nâm-ı Hakk
Zâkirînin kalbin eyler çün şafak

"Elif"-i Rahmân oldu mânend-i asâ
Sihri ibtâlde odur muciz-nümâ

Münhanî-kad olması râ misl-i mâh
Kârie Hakk'dan diler 'afv-ı günah

Gonca-veş "hâ" olması begşâde fem
Her dile virmek içün bû-yı kerem

Halka-i cennet misâli nûr-ı "nûn"
Cennete olmak içündür reh-numûn

"Elif"-i sâlis oldu çün nûr-ı kalem
Çekmek içün kârie 'afv-ı rakam

"Râ"-ı sânî misl-i kavs-i nûr-ı fer
Hasm-ı dîne tîri itmekde güzer

"Hâ"-ı sânî gonca-i bağ-ı İrem
Misk ider kâriîni ol 'ıtr-fem

 "Yâ"sı itmekde nidâ-yı yâ Rahîm
Kâriînim eyle 'afv sen yâ Kerîm

"Mîm"-i sânî çeşm-i enhâr-ı cinân
Misl-i irvâ olmada her dil ez-ân

Oldu her bir noktası necm-i kavîm
İtmek içün recm-i matrûd-ı racîm

Turre-i hûran-misâl her şeddesi
Kâriîne misl-i anber neş'esi

Yümn-i her harekesiyle zü'l-celâl
Sâlikin itmez mudıllîn içre dâl

Her işe kıl Besmele'yle ibtidâ
Zikrin olsun dâimâ hamd-i Hudâ

"Fezkürûnî" emrine kıl ihtimâm
Sonra "ezkurküm" ile ol sen benâm

Kâffe-i kârında di Allah hemân
Cümleye Allah Mu'în ü Müste'ân

Şükr ü hamdi dilde vird eyle hemîn
Şükr ile ni'met olur zâid-terîn

Zikr-i Allâh ile ol subh u mesâ
Kıl salât hem ber-Muhammed Mustafâ

Eyle Allah’a tevekkül rûz u şeb
İstinâd-ı mâ-sivâyı eyle selb

Kıl Salâhî pişüvâ kârında sen
Bâ-tevekkül vahdet it dârında sen

Hakk Te'âlâ kıldı tekrîm Âdem'i
Zikrim ile geçe deyu her demi

Böyle tekrîm-i 'izz ü eltâf ile
Bâ-husûs nutk u lisân ihsân ile

Zikrini terk itmedir gaflet bize
Zikrini itmek dürür rahmet bize

Cümle mevcûdât tâ hâk u hacer
Bî-lisân iken Hudâ'yı zikr ider

Yâ ilâhî eyle merbûtu'l-lisân
Zikrin ile kulların her ân u ân

Hem salât u hem selâm ile müdâm
Olalar ber-sünnet-i Fahri'l-enâm

Besmele hürmetine kıl yâ Gafûr
Zenbimin 'afvıyla çün 'abd-i şekûr

Hatm-i Bismillah'da Rahmânu'r-Rahîm
Rahmetine müjde oldu yâ Kerîm

İsm-i a'zam hurmetiyçün muhterem
Kıl Salâhaddin kulun ey zü’l-kerem

II

Âdem'i halk eyledi Perverdigâr
Nûr-ı Ahmed'le cebînin tâb-dâr

Nakl idüp andan çü Havvâ alnına
Virdi zînet nûr anın pîşânına

Der tamâm-ı vakt-ı Şît doğdu ez-ân
Lem' idüp nûr anın alnında hemân

Bi't-tevârüs nûr ile her bir cebîn
Çün kamer rahşende olurdu hemîn

Vakt irişdi doğdı İdrîs çün-kamer
Bedr idüp pîşânın ol nûr ser-te-ser

Zevce-i İdrîs ol ismet-penâh
Nakl-i nûrun oldu alnı misl-i mâh

İş bu resm ile müselsel her cebîn
Eyledi Nûh'un cebînin meh-cebîn

Sonra Nûh’dan ber-teselsül şem'-ı nûr
Kıldı İbrâhim cebînin lem'-ı nûr

Kıldı İsmâîl cebînin pes ez-ân
Nûr-ı Ahmed'le müzeyyen Müste'ân

Böyle mervî hıfz-ı nûruyla müdâm
'İsmetinde oldular her subh u şâm

Âdem'in cennetde ekli dâneyi
İhtiyâr-ı lâne fânî hâneyi

Sulb-i pâkinden belirdi Mustafâ
Bi't-tevârüs olmağın nûr-ı Hudâ

Ber-teselsül Kâbe-veş ol nûr metâf
İde ide irdi tâ Abd-i Menâf

Nakl idüp andan çü nûr-ı Müctebâ
Hâşim'in pîşânın itdi pür-ziyâ

Çün olup Hâşim'den ol nûr munkalib
Ber-cebîn-i İbn-i Hâşim Muttalib

Nakl idüp andan çü Abdullâh'a nûr
Oldu pîşânında çün tâmmu'l-büdûr

Muntakil oldu çü nûr ber-Âmine
Bedr olup pîşân misl-i âyîne

Hâmil oldukda o nûr-ı Ahmed'e
Enbiyânın serveri Muhammed'e

Gördüğü her bir alâmât u nişân
Vasfa sığmaz ihtisâr itdim hemân

Âmine dir kim vakit nezdîk-ter
Oldu teşrîfi karîb Hayri'l-beşer

Saffet-i nûr çâr-gûşem inkişâf
Eyledi itdim nigâh-ı in'itâf

Cümle emlâk ile Cibrîl-i Emîn
Eyledi teşrîf ber-rûy-ı zemîn

Vâr idi indinde ânın üç 'alem
Şark u ğarb nûruyla doldu hem harem

Her 'alem zıllinde emlâk tâ-be-evc
Bahr-ı rahmet-veş ururlar idi mevc

Ez fem-i vâhid melâik es-salât
Dirler idi geldi nûr-ı kâinât

Bunca esrâr ile evim pür-sürûr
Kâid iken doğdu hod zâtında nûr

Sad-hezâran hûriyân der-dest şumû
Eylediler bâm-ı dîvardan tulû

Sözleri hep es-salât u merhabâ
Âmedî hoş yâ Muhammed Mustafâ

Öyle dirken dû-zen-i pür-müşfikâ
Âsiye Meryem be-rıfk-ı murfikâ

Geldiler oturdular ol dü-nigâr
Sanki nûr-ı âfitâb-ı tâb-dâr

Dirler idi Mustafa'nın mâderi
Matla'-ı nûrun olup ol hâveri

Ol Rebî'ulevvelin on ikisi
Mâh-ı mezkûrun düşenbe gicesi

Arkamı messeyledi bir murg-ı nûr
Pertevinden kalbime doğdu sürûr

Eyledi ol dem tulû' ol nûr-ı dîn
Gark-ı nûr oldu felekhâ vü zemîn

Çün nazar kıldım o rû-yı mâha ben
Leblerin tahrîk ider ol nûr-ten

Hakk'a tevhid iderek der ümmetî
Çekmesin ümmetlerim der mihneti

Olmak istersen hemîşe 'ıtr-fem
Es-salâtın vird idin her ân u dem

III

Leyletü’l-İsrâ'da kevneyn pür-ziyâ
Oldu nûr-ı 'arş ile arz u semâ

Kâbe kavseyn tîr-i nûrdan ber-zemîn
Remy idüp ez bâl-i Cibrîl-i Emîn

Şeb değil sünbül-furûş ez mevc-i nûr
Müşterisi ol şebin heb zülf-i hûr

Yek sevâdı sürme-i hûrân anın
Çeşm-i rûşen-dârıdır ekvân anın

Saff-ı hûrân 'ıkd-ı lü'lü'-misli heb
Oldu envâr içre rahşende o şeb

Rû-yı hâba ol gülâb-efşân idi
Kalb-i bîdâra zıyâ rahşân idi

Zîr-i zeylinde siyeh pûşdur zemîn
Tügmesin encümle zeyn itmiş hemîn

Ebr-i ter ol şeb içün pür ra'd u zâr
Hasret-i mi'râc ile hem eşk-bâr

Çâr ufuk hûn içre hûn giryendedir
Matla'ına ol şebin efgendedir

 Cümle encüm çeşm-i nâzdır ol şebe
Muntazır hep matla'ı ol mehtebe

Bağladı âyîn-i istikbâl-i mâh
Ham-keşîde kadd iledir şâh-râh

Defter-i lutf-ı Utârid itdi bâz
'Âleme virdi berât-ı serfirâz

Zühre seyr-i âhenîn tâ ber-sitâr
Nağmesi lahn-ı hicâzdan kâm-kâr

Şâh-ı gerdün husrev-i rûz nûra gark
İktibâs-ı nûr ile gark tâ-be-fark

İtdi Merrîh seyfini bâz ez-ğılâf
Behr-i darb-ı gerden-i ehl-i hılâf

Sa'd-ı ekber nûr-efşân ez-cebîn
Behr-i ta'zîm-i Resûlü'l-'âlemîn

Der semâ-i seb'a hem necm-i zuhal
Ol şebe hürmet idüp her şey halal

Ol muhît-i heşt-kulzum çerh-i nûr
Der telâtum cûş u feyz-ı ber-sürûr

Cümle seyyâre sevâbit kehkeşân
Nûr-ı Fahri'l-'âlemînden şâd-mân

Ol şeb içre sûre-i nûr-ı cemâl
Ol Habîb u ol Resûl-i bî-misâl

Ümmü Hânî hânesin itmiş celîs
Hâb-ı bî-dâr ile zikr ile enîs

Ol 'ibâdet-hânede şâd-hurremi
Gonca der-halvet-serâ çün şebnemi

Secdede yâ kaddi der mevc-i rükû'
Sidre'den envâr-ı nûr itdi tulû'

Mahrem-i dergâh-ı vâcib nâgehân
Îzed'e dir yine hâcip ol zamân

İtdi 'arşdan emr-i Hakk'la ol şitâb
Eyledi müjgânını cârûb-ı bâb

Gevher-i yektâ-yı rahmet hem emîn
Nûr-ı pâkinden müzeyyen 'âlemîn

Her resûle sırr-ı mübhemden haber
Virmeğe me'mûr ol sidre-makar

Vahye me'mûr eylemiş anı Hudâ
Kudsiyân namûs-ı ekberdir ana

Âsmândan geldi diğer asmân
Gördü ta'zîmle sürüb rûyin hemân

Çün sipihri gördü seccâde be-hâk
Secde-gâhı çeşm-i nem-nâkile pâk

Virdi bi't-tazîm Emîn ana selâm
Muntazır pâyine gerdün kıl hırâm

Ser-firâzlıkla beşâret ey Resûl
Tâ be-kavseyn zâtına seyr-i vusûl

Vasl-ı râhı tutalum ey kâm-kâr
Da'vet eyler zâtını Perverdigâr

Çün nihâl-i gül sabâyile hırâm
Eyledi bin dürlü ta'zîmle kıyâm

Oldu zevkı nûr ile zâid-terîn
Misl-i gerdün meh-cebîn ol şems-i dîn

Ol tecellî tîreyi rûz eyledi
Ol şeb-i mi'râcı efrûz eyledi

Olmak istersen Habîb'e âşinâ
Vir salâtı bul anınla rûşenâ

IV

Ender ândem isticâbetde şitâb
Eyledi ol şems-i dîn ü âfitâb

Çün zî-halvet çıkdı gördü bir burâk
Çil hezâr sâl cennet içre el-firâk

Ol cebîninde dü ismine nigâh
İderek sad aşk ile eylerdi âh

"Lâ ilâhe" ile "illâllah biri
Hem "Muhammed Resûlullah" biri

İsm-i Rahmân'a mukârin nâmını
Göreli bilmiş Habîb'in şânını

Anın içün el-firâk dirdi müdâm
Râkibim olsun diyü Fahri'l-enâm

Ol burak misl-i felek fîrûze-nûr
Vuslat-ı Fahri'r-rusülle pür-sürûr

Hırmen-i sincâb u kâkum-veş serîn
Düm-i nûrundan dü âlem hûşe-çîn

Rûyi insan rûyidir lü'lü'-sümü
Der rivâyet surh mercândır dümü

Surh-yâkut misâldir gerdeni
Dürr-i beyzâdan anın püşt ü teni

Her kavâyım zümrüd-i sebz-misâl
Halk idüp böyle sıfatla Zü'l-celâl

Ol burak mânend-i berkdir der-şitâb
Hem sitâmı misl-i nûr-ı âfitâb

Dü rikâbı der yemîn ü der yesâr
Mâh-ı nev gibi münevver tâb-dâr

Doldu envâr-ı süheyl ile Hicâz
Oldu reng ile Yemen hem ser-firâz

Misl-i kavseyndir inân çün saht-gümân
Tîr-i tîz-rev misâl eyler devân

Bî-kıyâsdır kâmın itdikçe güşâd
Her nazargâhına eyler pâ-nihâd

Ger ana âhû disem efsürde pû
Ger dîsem tâvûs ana hem ayb-cû

'Arşa âhû eylemez asla rikâ
Hem de tâvûs uçmak ile irtikâ

Urdu cennetden heman yek berk-i tâb
Şehsuvâr-ı 'âleme kıldı şitâb

Rûyini bâb-ı Resûl'e rûy-mâl
Hâkini çeşmine itdi iktihâl

Evvelâ öpdü rikâbın ol Resûl
Sanki şehden bendeye esb-i vusûl

Pâ-yı sıdkını kodu ol der-rikâb
Kıldı tenvîr ziyneti çün âfitâb

Ol Burak eylerdi şâdından hurûş
Misl-i muhtâc gence mâlik der dü-dûş

Çün Habîb itdi vedâ oldu Harem
Dîdesi zemzem misâli pür zî-nem

Mekke'den dâmen-feşân oldu hemân
Hem-reh oldu ana hadsiz kudsiyân

Seksener bin her rikâbında melek
Meş'al-i nûr ile pür-nûr çün felek

Gâşiye-dârı İsrâfil der-yemîn
Pişvâ-i pîşinde Cibrîl-i emîn

Didi İsrâfil'e şerm ile o dem
Ey be-kurb-i akdes ile muhterem

Sen mukarrebsin Cenâb-ı Hazret'e
Görmezem lâyık seni bu hizmete

Didi İsrâfil cevâbında hemân
Ey Habîb u ey Resûl-i Müste'ân

Göreli ben sâk-ı 'arşda nâmını
Fehm idüp bildüm o demde şânını

Ol zaman itdim Hudâ'dan ben niyâz
İhtirâm-ı hizmetinle imtiyâz

Va'd-ı Yezdân oldu ol dem hizmetin
Leyletü'l-İsrâ'da iş bu rü'yetin

Semt-i Aksâ'ya olup ol cilve-dâd
Enbiyânın rûhların ol kıldı şâd

Tâ'at-ı lâzımları kıldı edâ
Oldu anda hem imâm-ı enbiyâ

Ol makâmdan oldu hem dâmen-feşân
Şod mu'allakdan berî ol ez-cihân

Maksadın ise şefâ'at di müdâm
Ol Habîb'e es-salât u ve's-selâm

V

Oldu gerdûne revân ol tâc-ı ser
Tutdu nûrından semâlar nûr-ı fer

Âsmâna itdi arz çok imtinân
Doğdu diyu sana da nûr-ı cihân

Çarh-ı dâir geldi raksa ez-sürûr
Gördü fânûsum diyu ol böyle nûr

Çün Resûl şod 'azm-i der-evvel-semâ
Cebraîl kıldı salât içün nidâ

Kıldı Fahru'l-mürselîn'i muktedâ
Eyledi cümle melâik iktidâ

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Lâ yezâlû an mesiri'l-asmân
Oldular gerdûn-ı sânîye revân

Kıldı anda muktedâ oldu salât
Ol habîb-i tâc-ı re's-i kâinât

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

İtdi tevcih-i ınân bâlâya ol
Cümle emlâk-ı felek der sâğ u sol

'İzz ile teşyî' idüp hem merhabâ
Diyerek şod der-salât hem muktedâ

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Eyledi andan o tevcîh-i ınân
İrdi ol demde be-çârum asmân

Muktedâ oldu salâta şems-i dîn
İktidâ kıldı melâikler hemîn

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Eyledi 'atf-ı ınân ol nûr-ı pâk
Kıldı hem pencüm semâyı tâb-nâk

Muktedâ oldu kemâ fi'l-evvelîn
Ber-melâik ol Habîbu'l-mürselîn

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Eyledi andan o tevcîh-i Burak
Âsmân-ı sâdise pür-iştiyâk

Muktedâ oldu kema fi's-sâbıkîn
Cümle emlâke o nuru'l-hâfıkîn

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Eyledi andan o meyl ber kâh-ı heft
Ber Burak-ı tîz-rev yek demde reft

Ber sıyâk-ı evvelîn şod muktedâ
Ber-melâik ol Habîb-i Kibriyâ

Kâle Cibrîl Yâ Muhammed Mustafâ
Sir ma'î kuddâmenâ kuddâmenâ

Nice bin hucbu geçüp kıldı güzer
Sidre'ye irdi Habîb-i Kirdgâr

Kâle Cibrîl El-fırâk Yâ Mustafâ
Hizmetim tekmîl hünâ haddî hünâ

Lev denevtü nemleten sûzet perem
Sidre'den ben geçmeğe ma'zûr-terem

Hazret-i Allah'a zâtındır habîb
Olur elbette habîb bî-şekk karîb

Ba'dezin Hakk kıldı irsâl Refref'i
Olduğundan her bisâtın eşrefi

 Refref'e basdı kadem ol şâh-ı dîn
Sâk-ı 'arşa irdi ol demde hemîn

Buldu Refref cism-i Ahmed'le şeref
"Kâbe kavseyn" nûruna oldu hedef

Refref'in nûruyla pür 'arş-ı mecîd
Mevc-i envâr-ı muhyîlerden mezîd

Sırr-ı "ednâ"ya olup nezdîk Resûl
İttifâk itdi buna ehl-i kabûl

"Üdnü minnî üdnü minnî" emrini
Fehm iderdi ol nidânın sırrını

Lâ yu'ad ez-dürr ü envâr-ı hicâb
Her birin geçdikce duydu bin hitâb

"Kâbe kavseyni ev ednâ" âşikâr
Oldu esrâr-ı "fe-evhâ" tâb-dâr

Ger şefâ'at ister isen it müdâm
Ol Habîb'e es-salât u ve's-selâm

VI

Ol dokuz kat perde-i cismi güzer
Eyledi çün rûhu misl-i sâf-ter

Hem olup cismi ile rûşen felek
Nûra gark oldu felekde her melek

Pertev-i nûruyla 'âlem pür-ziyâ
Oldu ez-arz tâ-semâ mir'ât-nümâ

Taht mücerred tâ mekânî nîst mekân
Hem hale' nîst hem mele' nîst öyle dân

Cebraîl gördü bu tâzu sür'ati
Uçdu bâlinden perînin kuvveti

Öyle feryâd eyledi hicrânına
'Arş u kürs hayrân kalup giryânına

Sidrenin şâhında durup tutdu câ
Şâh-ı dîger dir ana kâm u hevâ

Refref'e koydu kadem 'arşa revân
'Arş olub ferş pâyına ol dem hemân

Bu makâmda râkib olmak nâ-becâ
Diyerek reft mâşiyen oldu denâ

Gördü câyına zî-hadd câ ba'îd
Hem zî-ıklîm-i cihât had câ ba'îd

İşidüp her sûdan ol nûr-ı Hudâ
Çün nevâ-yı dil-güşâ-yı merhabâ

Ol nevâ bî-gâne meşreb ez-lisân
Çün nesîmlik dûr ez gönce-dehân

 Savt u harfden hem münezzeh hem berî
İşidirdi tende her a'zâları

Hoş ol 'âşık ola ma'şûka karîn
Ola bezm-i hâssa vuslatla yakîn

 Sorma gel dîdâr görmek nüktesin
Çeşm-i rûşen-dâra dîdâr görmesin

Böyle i'zâz olmadı hiçbir kese
Müjde-i kâm ümmetinden herkese

 Olsa sâhib-devletin çok devleti
Virmez ol hiç bendesine zilleti

 Döndü ol dem ki nesîm-i 'azm-i mevc
Vâr idi der-hâne mâh âmed zî-evc

Sâye-i Cibrîl henüz ber-ferş bak
Geldi bî-sâye hemen ez arş sâk

Der vukû'-ı in sefer gel kıyl u kâl
Eyleme kalma mudillîn içre dâll

Ol Salâhî hâme-keş bu râzdan
Zarf-ı tengin hurd olur bu bâdeden

İtme ta'bîrinde sen çok çün ü çend
Eyle ta'lîl-i kelâm ma'nâ bülend

Sen oku kıl sırr-ı levlâke nazar
Kadrini anla nedir Hayru'l-beşer

On sekiz bin 'âlemin sultânıdır
Cümle peygamberlerin sertâcıdır

Olmayaydı halk olunmazdı cihân
Cümle kevneyn ü zemîn ü âsmân

Ol meh-i hulk ol emânü'l-hâifîn
Ez berâ-yı "rahmeten-lil-'âlemin"

Nâmına nâmın idüp makrûn İlâh
Fikr idüp bu sırra gel eyle nigâh

Ümmeti olduğunun şükrün müdâm
Sünneti icrâsına kıl ihtimâm

Nâr-ı hasret âh-ı firkatle fırâk
İdelim biz sünnetine iştiyâk

Gel Salâhî sîneni kıl çün sadef
Tîr-i nûru dürr-i vasfa kıl hedef

Âb-ı nisânı ta'aşşuklarla rey
Âh-ı hasretle dilin aç misl-i ney

Ur hemân mızrâb-ı âhı ez-hicâz
'Aşk ile bulmak dilersen imtiyâz

'Aşk gülâb endîşe olsun ber-seret
Çün gül-i hoş-bû dimâğı defteret

Bağlasın âyîn-i 'aşk üzre kelâm
Ol gül-i hoşbûyi koksunlar müdâm

Gûş idenler bülbül-i nâlendesi
Ola şeb-gîr tâ-seher efgendesi

İtme âheng-i diğer içün heves
Sana bu âheng olur feryâd-res

Âh u efgân ile çün murg-ı seher
Kıl salât ber ravza-yı Hayrü'l-beşer

VII

Her kim Hudâ'dan ister firdevs-i dil güşâ-râ
Şart oldu Dîn-i Ahmed Firdevs ile hırâ-râ

Ol hâce-i resûlân destinde kilk-i afvı
Hat çekme 'âdetidir imzâ-yı mâ mazâ-râ

İsbât değil mi Vahşî 'afvına ol Habîb'in
Pinhân değil bu kıssa ma'lumdır âşinâ-râ

Hurşîd-i devleti olmuş tâ ezelde tâli
Sermâye ol şu'âdan ervâh-ı enbiyâ-râ

Ol nûr-ı pâkden i'tâ her rûha bir çerâğı
Ol demde virdi Hâlık her rûh-ı asfiyâ-râ

Cibrîl çün resîde bâ-hediye-i beşâret
Virdi nüvîd-i kurbet ol zât-ı müctebâ-râ

Pîş-gehe Burak'ı çekdi ânın rikâbı
Dü şak kamer misâli lâyık o nûr-ı pâ-râ

Oldu o nîm-şebde hurşîd-i nîm-rûzî
Şem ile buldu aksâ ol pertev-i zıyâ-râ

Ber-meşhed-i resûlân bâd-ı sabâ misâli
Geçdi vü cennet itdi ol ravza-i rızâ-râ

Çün berk-ı nûr-ı ez-sidre itdi cevlân
Na'li çü nûr-ı mencük oldu bu nüh ulâ-râ

Mustakbilîn efvâc envâr-ı 'arş çü emvâc
Mi'râc-ı şebde sığmaz oldu bu heft semâ-râ

Na'leyn-i pâyi içün 'arşa dek kıl sen nazar
Câhil olan ne bilsin ma'nâ-yı istivâ-râ

Eyvân-ı Kibriyâ'yı 'arş bağladı dü-kavsden
Böyle gerekdir eyvân bu gûne pâdişâ-râ

Ol dem ki "üdnü minnî" emrin duyunca oldu
Pür-sâf-ter zî-envâr oldu yakîn-i denâ-râ

Envâr-ı 'âriyetden dü çeşmim itdi beste
Ol anda oldu mahrem ol rü'yet-i likâ-râ

Ey sırr-ı nakş-ı levlâk ey nûr-ı 'arş-ı eflâk
Hiç var mı eylemiş seyr sidreyle müntehâ-râ

Dâim be-kurb-ı Yezdân olmuş Hudâ'dan ihsân
Zâtın Habîb-i Rahmân çok mu dünûvv-i Hudâ-râ

Mûsâ'ya yek tecellî çün Tûr'da oldu zâhir
Oldu "fe harra" ma'nâsı ol anda âşikâr-râ

Envâr-ı nûr-ı kurba müstağrak oldu Ahmed
Hiç var mı mazhar olmuş bu hürmet ü 'atâ-râ

İdrîs'e cennet oldu rûzî zi sû-yi Yezdân
Zâtına kurb-ı Rahmân rûşen ulu nehâ-râ

Dördüncü âsmâna mi'râc idince 'Îsâ
Hâr-ı ta'alluk oldu yek sözün irtikâ-râ

Fahru'l-enâm mücerred dâreyn ta'allukundan
Taht tâ-mekân mekân nîst bâ-nûr-ı kurb-ârâ

İsrâ'da didi 'Îsâ rûh ise de siriştim
Bu tıynet-i siriştle hâk-i rehim şumâ-râ

Sulbünden olmayaydı teşrîf-i pâkin eğer
Çıkmaz idi cinândan Âdem bu bî-bekâ-râ

Ekl itmez idi dâne hem itmez idi lâne
Teşrîfin içün itdi kâşâne bu fenâ-râ

Gûşunu vir ne duydu ümmetlerin recâda
"Sel tü'te" hem "ve'şfa' tüşeffa'" ile nidâ-râ

Yazdı kalem senânı ber-levh u 'arş u sidre
Haddi mi hâme çekmek bu defter-i senâ-râ

Peygamberi sütûden yâ Rab rızân içündür
Ve'ltuf ez ân şefâ'at pür-müznib-i hatâ-râ

Hân-ı şefâ'atinden yek dâne-i şefâ'at
Yâ Rabbi eyle ihsân bu 'abd-i bî-nevâ-râ

Ta'viz iden Salâhî elbet olur bu na'tın
Hırz-ı halâs-ı dûzah sen gibi mübtelâ-râ

Ez çeşm-i dil çü mîzâb dökmekdeyim sirişki
Na'tında sa'y-i âbı beyt-i dil-i safâ-râ

Zemzem gibi dü-çeşmim seylâb-ı Nîl misâl
Saky itse âh değer bâr ol ravza-i dila-râ

Ney-hâmesine dem-zen oldukca medh-i 'aşkı
Virmekdedir hicâzdan her dem makâm-ı mâ-râ

Vakt-i seher salâtın çün gonce eyle deste
Çün şeb-nem it dü-çeşmin hem-râh idüp sabâ-râ

Ber-Ravza-i Mutahhar îsâle sa'y-ı tâmm it
Redd itmez ol kerîmdir hiç sâil ü gedâ-râ

Feryâd-ı 'andelîbim ey bâğ-bân-ı İslâm
Bû-yi şefâ'atındır kâm-ı dilim humâ-râ

Nâmınla iftihâr it gel korkma sen Salâhî
Hem-nâm-ı Mustafâ'sın ol zât-ı Mustafâ-râ
Listeye geri dön