Sâliklere Nasîhat - Osman Kemâlî Efendi

28 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

NUTK-İ ŞERÎF

Cân u ten varlık bekâsız bir vedâ'atdir sana
Sen seni bilmek bahâsız bir sa'âdetdir sana

El ayak dil göz kulak kalble alır kalbe verir
Bu rumûzu anlamak bî-had kerâmetdir sana

 Hayy u Kayyûm'dur hevâ içre nefes andan kelâm
Her nefes tesbîh-i Mevlâ'dır 'inâyetdir sana

 Devlet-i dünyâ nasîbinse gelir olma melûl
Gelmediyse hâle râzı ol ki devletdir sana

Ehl-i 'irfâna yetişdinse kaçırma fırsatı 
Râh-ı Hakk'da bulduğun fırsat ganîmetdir sana

Fâriğ ol redd ü talebden himmetinle hizmet et
'Amr u Zeyd'in hizmeti ma'nâda hizmetdir sana

Verseler dünyâyı göz doymaz gönül açılmadan
'İzz ü câhın kesreti belki felâketdir sana

 Bir kıla mâlik misin kendi vücûdun sandığın
Cümle a'zâ-yı vücûdun bir emânetdir sana

'Ömr mahdûddur nefes ma'dûd u devrân bî-sebât
Bî-bekâ bir mülke meyletmek ihânetdir sana

'İzzet ü zillet senin zannınla bulmuşdur vücûd
Belki 'izzet sandığın miftâh-ı zilletdir sana

Rûhu cisme cismi bu dâmü'l-hevâya atma kim
Cism rûhun kabridir kalb onda cennetdir sana

Ağniyânın 'izz ü ikbâlin görüp olma melûl
Fakre düşsen sabr kıl Hakk'dan sıyânetdir sana

Arzusu ile yanıp yakıldığın her şey senin 
Âşıkındır sed çeken ancak cehâletdir sana

Bir tüyünce olsa bin düşman yine havf etme kim
Sabr bir burc-ı metin miftâh-ı nusretdir sana

'İzzet ü ikbâl ü devlet saltanat hayli sipâh
Bir avuç toprakdır ancak ders-i 'ibretdir sana

Çıksa eflâke başın bu yerde mağrûr olma kim
'Âkıbet hâk üzre hâk olmak tabî'atdır sana

Bak neler gelmiş neler olmuş ne kalmış nîk ü bed
Gösteren fânîyi bâkî cehl ü gafletdir sana

Hâl nâ-ma'lûm geçen mechûl âtî nâ-bedîd
Sâlimü'l-kalbi'l-lisân olmak selâmetdir sana

Emrine her şey mutî' muhtâc-ı zâtındır senin
Bilmemek muhtâcını sonra melâletdir sana

Habbeler otlar ağaçlar her biri bin renk ile
Rızkını izhâr eder 'uşşâk-ı vuslatdır sana

Hüsn-i sûret sîret-i pâki kılar mahrûm-ı 'aşk
'Aşk-ı nisvân meyl-i şehvet 'ayn-ı âfetdir sana

'Aşkdan mahrûm olan âhir kalır mahrûm-ı nûr
İhtirâs içre kalırsan nûr zulmetdir sana

Düşdüğün her bir belânın menba'ı sensin tamâm
Zâr ü feryâd etdiğin senden şikâyetdir sana

Her ne istersen ara gönlünde her şey andadır
Gayra bakma kendini görmek musîbetdir sana

'İlm-i bî-'irfân u bî-ihlâs 'amelden kıl hazer
Her dü 'âlemde rehâkâr hüsn-i niyyetdir sana

Merd ü nâ-merd sandığın zann u gümânındır senin
Yoksa insânoğlu bir lâzım uhuvvetdir sana

Ehl-i dünyâya mülâzim olma ondan kıl hazer
Fikri zikrin mahveder zikri mazarratdır sana

Ni'met ü rızkın senin gökden yağar yerden çıkar
Sihrdir altun gümüş aldanma nikmetdir sana

Her neye görsen lüzûm lâzımsa mutlak ol olur
Düşdüğün tûl-i emel hasret nedâmetdir sana

Yükseğe kalkdım deme fazla sukûtundur senin
Fazla yüksekden düşersen fazla şiddetdir sana

Sen sana dost olmadıkça umma dostluk kimseden
Dost 'âlemde ararsan hüsn-i sîretdir sana

İhtirâsı 'aşkı fark etmez esîr-i nefs olan
Sûya meylin ihtirâs 'aşk zevk u ni’metdir sana

'Aşkdır nûr-ı 'avâlim ihtirâs bir nârdır
'Aşkı 'ârifden dile 'ayn-ı hidâyetdir sana

Her ne var 'âlemde 'aynı sendedir etme gümân
Mahzen-i gönlünde sînen levh-i hikmetdir sana

Hakk'ı gör her şeyde görmezsen senin Hakk gördüğün
Şübhesiz bil Hakk'ı fikretmek ibâdetdir sana

Hakk için sev her neyi sevdinse Hakk'sız nesne yok
Hakk için halka muhabbet eyle tâ'atdir sana

Her ne yapsan her ne bilsen haddini bil dâimâ
'Aczini noksânını idrâk fazîletdir sana

Her ne söylersen ne yapsan kâinât görür duyar
Kendi kendinden utanmazsan cinâyetdir sana

Az uyu az söyle az ye ziynete etme heves
Sâdık ol her işde lâzım istikâmetdir sana

Her neye 'azm eylesen dönme vefa kıl 'ahdine
Yâvegû olma sükûtun bir meziyyetdir sana

Hayr u şerrin mahzeni gönlündedir miftâhı 'akl
Şerre vehmin hayra rehber 'âlî-himmetdir sana

İzleme her gördüğün hem söyleme her duyduğun
Her sözün mes'ûlüsün sonra mezemmetdir sana

Kimsenin mâlin hesâb etme karartır kalbini
Kimsenin hâlin suâl etme kasâvetdir sana

Pek sakın aldanma bunda her gülen ağlar gider
Gördüğün ikbâl ü idbâr şekl ü rü'yetdir sana

Dediler derler desinler diyecekler kaydını 
Atmadıkça hep hayât kîn ü kudûretdir sana

Bekleme iyilik fenâlık kimsede yokdur mecâl
Nisbetin derd ü elem düşman izâfetdir sana

Olmasa rûh işlemez a'zâ beden toprak kalır
Kendi rûhun en büyük burhân-ı vahdetdir sana

 Kopmuyor bir gül emeksiz zann-ı bâtıldır demek
Ol emek tevfîkdir bâkîsi zahmetdir sana

Hisset-i tab' olma, mutî' vü mâni' Allah'ı bil
Râh-ı Hakk'da evvel-i ihsân sehâvetdir sana

Düşme sevdâya o yol pek korkulu menzil uzak
'Aşk refîk olmazsa son menzil redâatdir sana

Nefse lâzım olmayan yokdur gözün aç 'ârif ol
Hakk'a lâzımsa gelir lutf u himâyetdir sana

Nefse teslîm olma et bir kâmile teslîm-i nefs
'İllet-i nefse devâ iksîr-i sohbetdir sana

Çok sakın sû-i karinden verse de alma selâm
En büyük ikrâmı bil şerr ü şekâvetdir sana

 Boş yere etme tamâ' cânın yakar nâr-ı hased
İftirâ kendi elinle bir 'adâvetdir sana 

Hikmetullahdır hükûmet deme şu iyi bu fenâ
İttifâk-ı ümmete lâzım itâ'atdir sana

Her umûrda ehlini bul meşveret eyle müdâm
Meşveret bir emrdir lâzım ri'âyetdir sana

Derde düşdünse devâ bil hasta oldunsa şifâ
Sen hemen derk-i umûr eyle sekînetdir sana

Ber-murâd olmak dilersen nâ-murâd ol dâimâ
En büyük kâm aldığın en çok merâretdir sana

İ'timâd et Hakk'a dâim andadır feyz ü felâh
İ'timâd her rütbeye bil nâiliyyetdir sana

'Azm u himmet i'timâd birle neye atsan elin
Dağ erir deryâ kurur her 'usr yusretdir sana

Kimseyi ta'yîb ü techîl eyleme aslın gözet
Bağlıdır takdîre buhtân ü şenâatdir sana

Medh ü zemm-i halk ile memnûn u mahzûn olma kim
Halk içinde iştihâr nikbet melâmetdir sana

İns ü cin toplansa bir şey yapmanın imkânı yok
Artıp eksilmez ezelden ol ki kısmetdir sana

Derseler 'allâme-i dehr eyleme da'vâ-yı 'ilm
En nihâyet sandığın bil ki bidâyetdir sana

"Kenz-i lâ-yefna"yı bulmak herkesin kârı değil
O hazîne gevheri sabr u kanâ'atdir sana

Hânedân-ı Mustafâ'yı yâd edip ağla müdâm
Dökdüğün gözyaşları bârânı rahmetdir sana

Şâir oldunsa Kemâlî zâhirin terk eyle kim
Söyleten söyletmeyen bâtında kudretdir sana

Herkese 'âlemde bir yüzden kalır ibkâ-yı nâm
Nutk-ı hayrın bâ'is-i rahm ü şefâ'atdir sana

Osman Kemâlî Efendi
Kuddise Sırruh
Listeye geri dön