Sâliklerin Rüyâları

2 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Rüya

Niyâzi Mısrî Hazretleri "Ta'bîrâtü'l-Vâkı'ât li Ehli'-s-Sülûk bi Esmâi'l-İlâhiyye ve'l-Mâye-i Muhammediyye" nâmındaki risâlesinde sâliklerin gördüğü rüyâlar hakkında buyuruyorlar ki :

Rüyâda on yaşına varınca oğlan görülse, veled-i kalb denir. Yirmisine varınca oğlan görse sâlikin rûhu sıfatıdır yani rûhu şerhidir. Yirmiden yukarı olan insan görülse, 'ulemâdan ya sulehâdan ise akl-ı ma'âd şerhidir, cühelâdan ya 'avâm-ı nâsdan ise akl-ı ma'âş şerhidir.

Kız görse, on yaşına varınca, gördüğü nefs-i müzekkîdir. Ondan yukarı olursa ağniyâdan ve sulehâdan olursa, nefs-i ma'âd, fukarâdan ve 'avâmdan olursa nefs-i ma'âş şerhidir.

Nebâtât görülse, nâfi' olanlardan yenenler, gıdâ-yı rûh şerhidir. Yenmeyenlerin meşmûmâtı, ma'ârif-i ilâhiyye cân dimâğı meşâyihden istimâ' etdikçe mu'attar olduğu şerhidir.

Hayvanât görse mûzî olanlar, sıfat-ı hayvâniyyesi, sıfat-ı insâniyyesine gâlib olduğunun şerhidir. Onları mağlûb görse ya onları kendi helâk eder görse, insâniyyeti hayvâniyyetine gâlib olduğunun şerhidir. Hayvânâtı kendüye ya gayrıya mutî' olmuş görse, nefs-i mutmainne şerhidir. 

Kurd görse, haram şerhidir. Hınzır görse, haramı helâl gibi sunduğu şerhidir. Ayı görse, ucub sıfatı şerhidir. Tilki görse, hile şerhidir. Tavşan görse, gaflet şerhidir. Kelb görse, dünyaya meyli şerhidir. 

Tuyûrun eti yenenleri, ma'ârif-i ilâhiyyeden hâsıl olan ağfdiye-i rûhâniyye şerhidir. Eti yenmeyenlerin muzır olanları, efkâr-ı fâside ve bilâ-fâide fikirler şerhidir. Şâhin ve doğan misilliler, ervâh-ı kudsiyye şerhidir.  

Akarsular görse, ilm-i zâhirdir. Deryâ görse, ilm-i bâtındır. Balık görse ma'ârif-i ilâhiyyedir. Meyyit görse, 'avâmdan ise, 'akl-ı ma'âşına akl-ı ma'âdı gâlib olup onu ifnâ eylediği şerhidir. Meyyit sulehâdan ise ya ulemâdan ise, akl-ı ma'âdı mağlûb olup ifnâ eylediği şerhidir. Meyyit, meşâyihden ise ya meşâyih mertebesinde olandan ise kalb öldüğünün şerhidir. Gâyet tenezzüldür, istiğfâr ve tövbe lâzımdır.

Meyyiti dirilmiş görse, meyyit 'akl-ı ma'âş ise, kendi 'akl-ı ma'âşını yenmiş iken, 'akl-ı ma'âşına yeniden yine mağlûb olduğunun şerhidir. Eğer meyyit 'akl-ı ma'âd ise, kalb dirilmiş olduğudur, gâyet makbûldür, kerâmet-i bâtınıyye şerhidir. 

Eğer kendine hayvan insan gibi söyler görse, kerâmet-i bâtınaya ziyâde rağbetdir, hûbdur. Eğer cemâdat insan gibi söyler görse, bunda olan kerâmet dahi a'lâdır evvelkilerden ziyâde. 

Nefsin yedi türlü şerhi vardır. Emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, râdıyye, merdiyye, sâfiyye. Bunların her birine bu rüyâlarda şerh vardır, ehline malûmdur. Elhâsıl bu mahalle gelince yazılan 'ale'l-ıtlakdır, kâide-i külliyye üzeredir. Bir mahal olur ki yazıyla ta'bîr olunmaz, hele sâlike bir mikdar bu ta'bîr-i 'umûmî ile tesellî olur.

Eğer melâike görse, sıfat-ı melekiyyet hâsıl itdiğine dâlldir, makbûldür. Eğer enbiyâullahı görse, tamâm-ı tasfiye-i bâtın itdiğinin şerhidir. Eğer enbiyâullahı kendine lutf ile mu'âmele eder görse, beşâret-i 'azîmdir ve eğer kahr ile muâmele ederse istiğfar ve tövbe ve salata müdavemet lazımdır, nasîhatdir. 

Göklerde kevâkib-i seb'a-i seyyâre devr itdikleri, esmâ-yı seba'-i ilâhiyyeye mazhar olduklarındandır. Kevâkib-i seb'a, esmâ-yı ilâhiyyenin harâretiyle devr iderler ve anların devriyle gökler dahi dönerler. Meşâyih-i 'ızâm sôfîlere yedi esmâ-yı usûliyye ki telkîn ederler, kevâkib-i seb'anın devrine sebeb olan esmâdır. Ol kadar kevâkibi ve gökleri devr itdiren insanın şu kadar vücûdunu döndürdüğü 'aceb olmaz. Eğer tâlib-i mücâhede olup sürdüğü esmâya ziyâde meşgûl olursa ol isim anı döndürür, şuglü kadar devr itdirir. Eğer insanda yemek ve içmek ve uyku olmayaydı, aslâ dönmekden yorulmazdı. Fefham.

Eğer sâlik vâkı'asında yıldız yahûd çok yıldızlar görse efkâr-ı sâliha şerhidir. Sahîh ola sonra hilâfı zuhûr etmeye. Meselâ 'ulemânın ehl-i zâhirinin bazısı ehl-i tarîkin bazı a'mâlini inkâr ederler. Sonra hakka'l-yakîne erip aslını anladığı gibi havâtırı hak olduğu zâhir olunca istiğfâr ve tövbe eder. Evvelki fikri gûyâ ki şem'a imiş tükendi, söndü. Sonra yıldız gibi doğdu, ne dolunur ne söner.

Meselâ hilâl, kamer ya bedr olmuş ay görse, sırrına tecelli-i ef‘âl olduğunun şerhidir. Şems görse, sırrına tecelli-i zât olduğunun şerhidir. Şems gördüğü ondandır. Gökler görse, vüs'at-i kalbe işâretdir. Evler görse, vüs'ati ve dıykı ve ziyneti ve kubhu, kalbinin vüs'atine ve dıykına ve ziynetine ve kubhuna ve tasfiyesine ve küdûreti şerhini beyândır.

Eğer kılıç, ya hançer ya bıçak görse, ya ok ya yay görse, sürdüğü esmânın şerhidir. Az sürdüğü ya çok sürdüğü bu rüyâlardan bellidir. Kuvvetine ve za'afına göredir.

Listeye geri dön