Sâliklerin Zülkarneyn Kıssasından Alacağı Dersler

26 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

"وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِۜ قُلْ سَاَتْلُوا عَلَيْكُمْ مِنْهُ ذِكْرًاۜ"

Niyâzî Mısrî Hazretleri Mevâidü'l-İrfân nâmındaki eserlerinde buyuruyorlar ki : 

Bil ki, Zülkarneyn'in âfâkda gezip şehirler fethetmesi, hazîneler zabtetmesi, inkarcıları öldürmesi ve esir alması, inananlara izzet ve ikramda bulunması keyfiyyeti, sülûk ehlinin enfüsde nefs kalelerini fethetmek, bilgi hazinelerini toplamak nefs-i emmâreyi ve onun kuvvetlerini ve hevâlarını, âdetlerini, kötü huylarını öldürmek, şer'e muvafık âdetlerini bırakmak sûretiyle yapmış oldukları manevi seyirlerine mutâbıkdır.

Zülkarneyn'in önce garb tarafına gitmesi, sülûk ehlinin, önce bedenî amellerin tashîhine gitmelerine işâretdir. Çünkü beden, rûh güneşinin garbıdır. Tâ ki vücûdda şerî'ate muhâlif bir uzuv kalmasın. Şark tarafına gitmesi ise, sülûk ehlinin, nefslerinde Allah ve Resûlü'nün ahlâkına muhâlif bir huy, kötü bir sıfat kalmaması için riyâzatlar yaparak ahlâklarını düzeltme cihetine gitmelerine işâretdir ki bu sûretle nefs arınmış olur.

Sonra şark ile garb arasındaki şimâl tarafına gitmesi, kendi kavmi ile Ye'cûc-Me'cûc arasına sed yapması, ehl-i sülûkün, kalbe gelen düşünceleri ıslah tarafına gitmelerine işâretdir. Çünkü bu, her iki tarafın salâh ve fesad kaynağıdır. Yani kalbin düzelmesiyle, hem cesedin amelleri hem de nefsin ahlâkı düzelir. Kalbin bozulmasıyla da hem cesed hem nefs bozulur. Çünkü Hazret-i Peygamber aleyhi's-salâtü ve's-selam, "Âdemoğlunun cesedinde bir et parçası vardır ki o düzelirse bütün cesed düzelir, o bozulursa bütün cesed bozulur. O, kalbdir" buyurmuşlardır. 
Ye'cûc-Me'cûc'dan maksad, şerîatin men etdiği kötü sözlerin, kötü fiillerin ve kötü huyların kaynağı olan kötü düşüncelerdir. Sedden maksad, ehli sülûkün zühd, takvâ ve ihlâs ile sülûklerini tamamlamaları ve onda devâm etmeleridir. Kalbde bu üç şey yani zühd, takvâ ve ihlâs bâkî kaldıkça, cesed sâlih amel ile, nefs de güzel huy ile sıhhat bulur. Ye'cûc-Me'cûc'ün her gün seddi kazmaları ve ertesi gün Zülkarneyn'in seddi yenilemesindeki ma'nâ da şudur. Mü'min, bazı amelleri terk eder, bir günah işler, yâhud nefsin galebesiyle kötü bir ahlâka tevessül eder de nefse mağlûb olacak hâle gelir. Sonra bunları bağışlattıran ameller yapar. Zîrâ "اِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّـَٔاتِۜ" dır. İki namaz, iki Cuma, iki Ramazan ve emsâli iki ibâdet arasında işlenmiş günahları bu ibâdetler affettirirler. 
Tövbe de böyledir. Çünkü Resûl aleyhi's-salâtü ve's-selam Efendimiz, "Günahına tövbe eden, günahı işlememiş gibidir" buyurmuşlardır. Bu üç amel yani zühd, takvâ ve ihlâs, kalbde devam etdiği müddetçe, hevâ askeri cisme ve nefse saldırmaya fırsat bulamaz. Ama bunlar olmazsa saldırır, kalbi de, nefsi de cismi de istila eder, amelleri ve ahlâkı mahveder, cismi amelden alıkoyar. Nefs ifrit, nefsin kuvvetleri de şeytan kesilir. O insan, şer ve fesad kaynağı olur. Böyle bir kimse, Allah'ın halîfesi olmakdan çıkar, şeytanın halîfesi olur. Bu üç şey kalbde bulunduğu müddetçe, kalb murâkabesinde, cisim amelinde, nefs de meskenet tevazuunda devâm eder. Ama bu sed yıkılırsa, hevâ askeri çıkar bu üç kuvvet tarafına saldırır, bunları yener, oraya dolar ve fesad icrâsına başlar. 
Ye'cûc-Me'cûc'ün seddi kazıp, kıyâmet yaklaşdığı zaman seddi aşıp çıkmaları deliler ve mülhidlerin hâline göredir. Mü'minlere çıkıp saldıramazlar. Zîrâ yer yüzünde "Allah, Allah" diyen kimse bulundukça kıyâmet kopmaz. Bunu iyi anla!

Listeye geri dön