Saray mı Kervansaray mı?

27 Eylül 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Saray
Vaktiyle hemen hemen her beldede seyahat edenlerin güvenle konaklayabilmesi için birçok kervansaraylar varmış. Seyyahlar bu kervansarayların çoğunda hiç bir bedel ödemeden konaklarlar, dinlenirler, bineklerini dinlendirip, yedirip, içirirler sonra yollarına devam ederlermiş. İşte o eski devirlerde, seyyah bir dervîş o devrin en mamur beldelerinden biri olan Belh şehrine gelmiş. Dervîş şehirdeki kervansaraylardan birine gitmek yerine Belh sultanının sarayına yönelmiş ve her nasılsa saraya girerek hoşuna giden bir köşeye postunu sermiş. Sultânın hizmetkârları sarayın bahçesine postu seren bu davetsiz misafiri görünce hemen koşup gelmişler ve dervîşi fenâ halde azarlamışlar : "Burada ne arıyorsun? Hemen kalk git buradan! Sen burayı kervansaray mı zannettin, burası Belh sultanının sarayıdır. Sen bu yaşa geldin de hâlâ kervansarayla sarayı ayırd edemiyor musun?" diyerek dervîşe çıkışmışlar. O sırada sultan oradan geçiyormuş, konuşmaları işitmiş, adamlarına meselenin ne olduğunu sormuş. Onlar da "Sultanım! Bu ahmak dervîş sultânımızın sarayını kervansaray zannetmiş" diye cevap verince pâdişâh gurur ve istihzâ ile gülmeye başlamış. Dervîş pâdişâha hitâben, "Müsaade ederseniz size bir şey sorabilir miyim?" demiş. Pâdişâh "Peki sor bakalım" deyince dervîş "Burası kim için yapıldı?" diye sormuş. Sultan "Büyük dedem için" demiş. Dervîş, "Peki ondan sonra burada kim oturdu?" diye sormuş. Sultan, "Dedemin babası" diy cevap vermiş. Dervîş, "Peki ya sonra?" diye sormuş. Sultan "Kim olacak dedem sonra da babam oturdular" demiş. Dervîş "Peki senden sonra kim oturacak?" Diye sormuş. Sultan "Elbette oğlum oturacak" deyince dervîş taşı gediğine koymuş : "Yahu geleni gideni hiç bitmeyen bir yere kevansaray denmez de ne denir?"

Cümle halk ehl-i sefer dünyâ misâfirhânedir
Bir mukîm âdem bulunmaz ne aceb kâşânedir
Listeye geri dön