3 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Vaktiyle adamın biri peygamberlik iddiâsıyla ortaya çıkmış, etrâfına da bir sürü adam toplanmış. Zamânın halîfesi bu durumdan haberdâr olunca adamı huzûruna çağırtmış ve "Sen bilmiyor musun ki Hazret-i Peygamber son peygamberdir, sen ne akla hizmet nübüvvetini i'lân ettin!" diyerek adama çıkışmış. Adam, "Bilmez olur muyum, elbette öyledir ama o insanların peygamberidir, benim ümmetim ise başka" diye cevap vermiş. Halîfe, "Senin ümmetin de kim?" diye sorunca, adam "Göstereyim" demiş ve hemen başını pencereden dışarı uzatıp aşağıda kendisini bekleyenlere "Eşek gibi anırın ulan" diye bir emir vermiş. Bu emri alan tâife, hemen eşek gibi anırmaya başlamış. Yalancı peygamber, "Efendim, işte gördüğünüz gibi ben eşeklerin peygamberiyim" demiş.
Halîfe, adamı sıkıştırmak için, "Her peygamberin bir mucizesi vardır, senin mucizen nedir?" diye sormuş. Adam, "Bana bir leğen su getirin, size mucizemi göstereyim" demiş. Getirmişler. Adamın elinde kireç taşı varmış, kireci suya atmış, taş foşur foşur kaynayıp dağılmış. Halîfe "Bu ne bu?" diye sormuş. Adam, "İşte bu benim mucizem, gördüğünüz gibi taşı suda eritiyorum" demiş. Halîfe, "Bunda ne var ki, bunu ben de yaparım" deyince adam, "Sen Firavun'dan büyük bir pâdişâh değilsin, ben de Mûsâ'dan büyük bir peygamber değilim. Mûsâ aleyhisselâm meşhûr mucizesini gösterince, Firavun Mûsâ aleyhisselâma 'ver o asâyı bana, ben de senin yaptığını yaparım' dedi mi? Demedi. Halbuki sen benim mucizemi elimden almaya çalışıyorsun" diyerek yine üste çıkmış.
Halîfe, "Peki başka mucizen var mı? "diye sormuş. "Var" demiş adam. "Ben insanın kalbinden geçenleri bilirim" demiş. Halîfe, "Peki şu anda benim içimden ne geçiyor?" diye sormuş. Adam, "Bu herif yalancının biri diye düşünüyorsun" demiş.
Halîfe bakmış ki bu kurnaz adamla başa çıkmak mümkün değil, hemen adamlarına emir vermiş : "Bu adamı benim filanca köşküme götürün, orada bir müddet kalsın, benim yediğim yemeklerden verin, bizim câriyelerden birkaçını gönderin, ona hizmet etsinler" demiş. Adam kırk gün kadar halîfenin köşkünde zevk u safâ içinde gününü gün ettikden sonra halîfe kendisine haber salmış ve yanına çağırtmış. "Nasıl, hâlâ vahiy geliyor mu?" diye sormuş. Adam, "Geliyor efendim" demiş. Halîfe merakla "Haa öyle mi? Peki ne vahiy geliyor?" diye sorunca adam, "Ulan pezevenk! İşte tam yerini buldun, sakın bir halt edip de oradan atılma diye vahiy geliyor" demiş.