24 Aralık 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Çirkin bir kıssa ama altında hakîkat var da onun için söylemeden geçmeyeceğim. Biraz çirkince, herkesin hafsalası kabûl etmez. Etmesi lâzımdır ama etmez bazısının dar görüşlü olur, etmeyiverir. Meşhûr ders vekillerinden bir zât, ismini vermeyeceğim, bizâtihî kendisi bana anlatdı. "Bir akşam Yatsı namazına câmiye gidiyorum, önüme bir sarhoş çıkdı" dedi. O duvar senin bu duvar benim. "Selâm verdi bana" dedi. "Başımda o vakit sarık var benim" dedi. Ders vekîli. Sonra şeyhülislâm oluyor. Osmanlı İmparatorluğu zamanında. "Selâm verdi, ben sarhoş adam diye, istikrâhen selâmını aldım, aleykümselam dedim geçdim" diyor. "Çünkü selâm Allah'ın selâmı" diyor. "Fakat bir mü'mine yakışdıramadım öyle içkili miçkili, onun için kerhen aldım" diyor.
Halbuki bilmez ki, içki içen bir adam, üç saat, beş saat sarhoş gezer sonra ayılır. Sonra derdine devâ aramaya çalışır. Bazısı zühdüne, malına, mülküne, rütbesine sarhoş olur, tâ teneşir günü kafası tahtaya vurur o vakit ayılır. Geçiyoruz.
Şâir öyle demiş. Bir mü'mine yakışdıramayız zerresini, yani katresini. Sakın ters anlama beni. "Her günah içki gibi sekir verseydi eğer, sarhoşluk yapsaydı, hayatda hiç bir tâne ayık adam göremezdin" diyor. Meselâ yalan söylemiş, sarhoş oluyor adam. Haram yiyor, sarhoş oluyor. Onun için karışmaya gelmez. Benim sana tavsiyem şudur. Sakın öyle şeylere yaklaşma! Allah'ın men etdiklerini zerre kadar dahi olsa kullanma. Zerre kadar Allah'ın menhiyyâtına el uzatma. Allah'ın zerre kadar emirlerine el uzat, git oraya, oraya koş. Birine bak şükreyle, birine bak fikret. O kadar sana söylüyorum. Anla bu sözümü, üzerinde dur, tefekkür et, düşün. Birine bak şükreyle hâline, birine bak fikreyle. Mü'mine yakışmaz, yakışık almaz. Neyse.
İkinci akşam gene aynı adam çıkmış önünde. Gene selâm vermiş, gene hocaefendi, kerih bir şekilde selâmını almış, yani istikrâhen. "Aleykümselam" demiş câmiye girmiş. Üçüncü akşam gene öyle. Dördüncü akşam bir rüyâ görmüş hocaefendi. Hocaefendiyi kaldırmışlar yedi kat semâdan aşağı atmışlar. O sarhoş tutmuş hocayı aşağı indirmiş. Ertesi akşam gene karşısına çıkmış, "selâmün aleyküm" demiş. Hoca gene istikrâhen "ve aleykümselam" deyince, "Hocaefendi, insâf et biraz" demiş, "Dün akşam seni tutmasaydım paramparça olacakdın" demiş. Meğerse kendisini öyle gösteriyormuş. Gizliyormuş kendisini. Bazı adam gizler defînesini. Sen bu inceliği anlayamazsın, kavrayamazsın. Biraz incelmek lâzım, azıcık. Estağfirullah sizi tenzîh ederim. Ekserî öyledir, insan sevgilisiyle tenhâ kalmak ister. Ve ağyârdan kaçınırlar, kimse görmesin diye. Allah ile kendi arasındaki pazarlık, o sevgi, o cümbüş gizli olur. Kimseye karışma, iyi değil. Onun için arana girer haberin olmaz. Sana düşen vazîfe hüsn-i niyetle, güzellikle oradan ayrılmakdır, kimseyi kırmamak, dövmemek, sövmemekdir. Acaba analatabildik mi? Ters anlama sözümü ha! "Hoca kafayı bozdu gâlibâ" filan deme.
www.muzafferozak.com