Sebeblere Değil Sebebleri Yaradan "Müsebbibe'l Esbâb"a Güven
1 Mart 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Muzaffer Efendi Hazretlerinin tevekkül bahsinde anlattıkları kıssalardan biri de şudur :
Evliyâullahdan bir mürşid-i kâmil, Hacc niyetiyle yola çıkacakları zaman kendisiyle gelecek olan bir dervîşine sormuş : "Yanında hiç para var mı?"
Dervîş : "Bir tek altın param var" demiş...
Mürşid : "O parayı hemen fukarâya tasadduk et!" diye emredip verdirmiş...
Şeyh Efendi tekrar sormuş : "Yiyecek-içecek türünden bir şeyin var mı?"
Dervîş, biraz ekmeği olduğunu söyleyince, onu da fukarâya vermesini söylemiş.
Şeyh Efendi, "Giyeceklerden bir nesne var mı?" diye sorunca dervîş, sırtındaki gömleği ile ayağındaki şalvarını göstermiş.
Mürşid, "Hele hele, üzerinde başka bir şey var mı?" diye ısrar edince dervîş, "Yemîn ederim ki, ayağımdaki nalının yedek kayışından başka bir şey yokdur" demiş.
Şeyh Efendi, "Onu da fukarâya ver" deyince dervîş dayanamamış ve "Efendi Hazretleri, nalınımın kayışı koparsa onu değiştirmek için taşıyordum. Bu uzun yolda kayış koparsa yalın ayak nasıl yürürüm?" diyerek mazeret beyân etmek isteyince Şeyh Efendi yine aynı emri verdikden sonra şöyle demiş :
"Cenâb-ı Hakk'a güvemiyorsun da, yedek kayışa mı güveniyorsun!?..."
 |
Yâ müsebbibe'l-esbâb Ey sebebleri yaradan |
Haccı ikmâl edip o uzun yolculukdan sağ-sâlim dönen dervîş demiş ki :
Sizi yemînle te'mîn ederim ki, bu uzun yolculuk esnâsında, ayağımdaki nalının kayışı her koptuğunda kayış, her acıktığımızda yemek, her susadığımızda su, her paraya ihtiyacımız olduğunda para bulduk...Mürşidimin irşâdıyla anladım ki, eğer yola çıkarken yanıma almaya niyet ettiğim şeylerden birini bile alsaydım, Hakk'a güvenmeyip, o nesneye güvenmiş olduğum için, Hakk ile aramızda bir perde olacakdı...Güvendiğim eşyâları terk edip, Allah'a tevekkül ederek perdeleri yırttım...
Bu hikâyeyi anlattıkdan sonra Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İşte Cenâb-ı Hakk'a böye kalbden bağlananlar ve ona tam bir i'timâd ile tevekkül edenler, ne sûretde olursa olsun hiç bir sıkıntı ile karşılaşmazlar. Sebeblere bağlanmak yerine "müsebbibü'l-esbâb" olan Allah'a bağlananları, Allah, binlerce sebeb yaradır da yine de mahrûm bırakmaz...Allah celle celâluhû Hazretlerine tam bir i'tikâd ve i'timâd ile rabt-ı kalb eyleyen kişiler, hem dünyâda hem de âhiretde selâmetdedirler...
Listeye geri dön