15 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Her gün yenilerine şâhid olduğumuz akla hayâle gelmeyecek uydurma ve saçmalıklardan biri fakîri hayrete ve dehşete düşürdü. Kerâmeti kendinden menkûl bir müteşeyyihin uydurmasına göre şehîdlere rahmet okunmazmış! Bu zavallı adam, aklı sıra şehîdleri yücelteyim derken kendi cehâletini ifşâ ediyor. Zîrâ bu sözü söyleyen kişinin, Cenâb-ı Hakk'ın Rahmân ve Rahîm sıfatlarının ma'nâlarından hiç haberi yok demekdir. Allah'ın rahmetine muhtâc olmayan tek bir kul, tek bir mahlûk var mıdır? "Ve rahmetî vesi'at külli şey/Rahmetim her şeyi kuşatmışdır" âyeti ortada dururken, her namazda tahiyyatda "Es-selâmü aleyke yâ eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühû" diye okuduğumuz halde, "şehîdlere rahmet okunmaz" denebilir mi? Şehîdler peygamberimizden daha mı yücedir ki onlara rahmet okunmasın. Tabii bu gibi echeller namaz da kılsalar ne okuduklarının farkında olmadıkları için işte böyle saçmalayıp dururlar.
Şehâdet mertebesi elbette yüce bir mertebedir ve kulun günâhlarının affedilmesine sebebdir. Bu itibarla şehîdlerin mağfûr ve ma'fuv olduğunu söyleyebiliriz ancak afvedilen günâhlar sâdece Allah'a karşı işlenen suçlardır, yani hukullaha tealluk eden şeylerdir, kul hakları müstesnâdır. Bir kimse îlâ-yı kelimetullah uğruna şehîd olsa bile, üstündeki kul hakları düşmez, şehîd de olsa hesâbını vermek zorundadır.
Bu vesîle ile şunu da belirtmek istiyorum. Bugün şehîdlik kavramı o hâle geldi ki neredeyse haksız yere öldürülen herkese şehîd deniyor. Görev şehîdi deniyor, şu şehîdi deniyor, bu şehîdi deniyor, bir gerekçe uyduruluyor. Halbuki şehâdet makâmı sâdece Allah yolunda öldürülenlere mahsûsdur.
Câhil ile etme sohbet kârın zıyândır
Ârif ile eyle ülfet dârın cinândır