Sen-Ben Çekişmesini Bırak!

25 Ocak 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Osmanlı
Muzaffer Efendi Hazretleri, Osmanlı Devleti'nin sonunu getiren hâdiselerin sebeblerine sık sık dikkat çeker ve târihden ibret alınması için nasîhatlerde bulunurlardı...Envârü'l Kulûb adlı eserine kaydettiği şu satırlar çok mânidârdır : 
Aynı meclis binâsının çatısı altında, aynı vatanın ve aynı milletin evladları olduklarını unutarak, iktidâr-muhâlefet dengesini kuracak ve yürütecek yerde, düşmancasına birbirine saldıran İttihat ve Terakkî Partisi ile Hürriyet ve İtilâf Partisi'nin bu hırs ve gafletleri, basîret, itidâl ve karşılıklı anlayışa dönebilseydi, siyâset ordu saflarına kadar sokulmasaydı, 1911 yılında İtalyanlar Trablusgarb'a hücum edebilir ve hemen arkasından da on iki adayı işgâle cür'et edebilirler miydi?...
İttihat ve Terakkî ile Hürriyet ve İtilaf Partileri, birbirlerine düşecek yerde dış düşmanlarımızı kollayabilseydi, Rusların da boş durmadıklarını, Balkan devletlerini Türk topraklarını paylaşmaları için teşvik ve tahrik ettiklerini fark edemezler miydi? Şimâlden gelen Slav baskısı altında tirtir titreyen Yunanlıların Sırbistan ve Karadağ ile anlaşmalarını önleyemezler miydi? Rusların hazırladıkları plan ve program dahilinde Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan arasında bir anlaşma imzâ edildiği zaman olsun uyanamazlar mıydı? Oluk gibi kan akıtarak aldığımız o mübârek toprakların göz göre göre Balkan devletleri arasında paylaşıldığını sezerek tedbir alamazlar mıydı? Makedonya'nın Sırbistan'a yakın bölümünün Sırplara, Bulgaristan'a yakın bölümünün Bulgarlara, cenûb tarafının da Yunanlılara peşkeş çekildiğini ve üstelik doğu ve batı Trakya'nın Bulgarlara, Selânik ve Girid'in Yunanlılara va'dedildiğini ve Sırpların da Adriyatik kıyılarına dayanacaklarını öğrenemezler miydi?...
Efendi Hazretleri 1970'lerde yukarıdaki satırları yazdığı sırada memleketimizde yaşanan kısır siyâsî çekişmeleri üzülerek izliyor ve yine aynı eserinde şöyle nasîhat ediyor : 
Buna rağmen, bütün bunlardan ibret alamıyor ve bir türlü derlenip toparlanamıyoruz. Başımıza gelen bunca musîbet ve felâkete rağmen hâlâ gafletden uyanamıyoruz. SEN- BEN çekişmeleriyle, hırs ve şahsî menfaat didişmeleriyle, siyâset çelişmeleriyle birbirimize kıyasıya ve kırasıya saldırıyor, bölünüp parçalanıyor, din ve devlet düşmanlarına kolayca avlanıyor, gelip geçici ve elden çıkıcı servet ve menfaatlerle oyalanıyoruz....Siyâset adamlarımız hergün birbirlerini kötüleyedursun, din ve millet düşmanları harıl harıl çalışıyorlar!...
www.muzafferozak.com



UYAN EY GÂFİL!

Bu İslâm diyârı bu cennet vatan
Kimlerin mîrâsı ne bilsin câhil
Bu kutsal toprakda kefensiz yatan
Şehîdler ecdâdın uyan ey gâfil!

Bu sen-ben kavgası bitmedi gitdi
O büyük mîrâsın tükenip gitdi
Kîn ve hırs milleti bak düşmân etdi
Bu mudur murâdın uyan ey gâfil!

İç ve dış düşmanlar hep tuzak kurdu
Türkleri kahpece arkadan vurdu
Gâyesi bölmekdir bu azîz yurdu
Duyulmaz feryâdın uyan ey gâfil!

Üç kıta üstünde hükmetdi baban
Bir elde kılıcı bir elde saban
Sürüyü kurtlara kaptırdı çoban
Kalmadı imdâdın uyan ey gafil!

Düşmanlar bakmaz hiç gözün yaşına
Bilinmez ne gelir bahtsız başına
Gel sarıl dört elle arkadaşına
Şeytân mı üstâdın uyan ey gâfil!

Bu vatan bu millet sana emânet
Yakışmaz müslüman Türk'e ihânet
Kurtuluş birlikdir buna imân et
Elverdi ilhâdın uyan ey gâfil!

Tevhîddir bu derdin dermânı inan
Vahdetdir Mevlâ'nın fermânı her an
Tefrîka mahvetdi bizi bî-gümân
Bu senin îcâdın uyan ey gâfil!

Başbaşa verelim gel anlaşalım
Dargınlık yaraşmaz hep barışalım
Yeniden kaynaşıp hem tanışalım
Bundadır necâtın uyan ey gâfil!

Aşkî hak söylersin duyup görene
Can kurbân Hakk yolunda cânın verene
Alnı ak gönlü pâk Hakk'a erene
Hakk verir berâtın uyan ey gâfil!

Es-Seyyid Eş-Şeyh 
Muzafferüddîn Aşkiyyü'l-Cerrâhiyyü'l-Halvetî


Listeye geri dön