4 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Vaktiyle Bağdad şehrinde meczûbe bir kadın varmış. Meczûbe aslında bir velîdir, halkın nazarında, yani akıllıyım diyenlerin nazarında deli gibi görünür. Ona deli diye bakanlar, kendileri delidir. Bu meczûbe kadın ikide birde, tesettüre riâyet etmeden sokağa çıkarmış. Tabii o devirde bütün kadınlar tesettüre riâyet ederler ve erkeklerden kaçarlarmış. Bu meczûbe ise erkeklerden hiç çekinmez ve tesettürsüz dolaşırmış. Onu bu halde görenler, hemen bir örtü ile onu örterlermiş ama o yine örtüyü atıp gezermiş. Günlerden bir gün, yine böyle örtüsüz gezerken, etrafdaki erkeklere telaşla seslenmiş, "Aman bana bir örtü verin, erkek geliyor" demiş. "Yâhu biz erkek değil miyiz? Sen bizden hiç çekinmiyorsun da hangi erkekden çekiniyorsun" demişler ve kim bu gelen diye bir de bakmışlar ki, karşıdan Hazret-i Abdülkâdir geliyor. Al sana Bağdad'da bir erkek!Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Erkeklik uzuvla değildir. Sen erkek ol, kadın, kadınlığını bilir. Sen kadına kafa tutma. Kendi gözünde mertek var, sen el gözünde çapak arıyorsun. Sen erkekliğini bilirsen kadın sana itâ'at eder. Hattâ sâdece kadın değil, dağlar, taşlar, semâvât, ard, güneş, ay sana itâ'at eder. Allah'a mutî' olanlara, bütün mahlûkât mutî' olur. Allah'ı tanıyıp Allah'a ısyân edenlere de Allah, Allah'ı tanımayanları musallat eder. Bir daha söylüyorum, dikkat buyur, bak ne konuşuyorum. Allah'a itâ'at edenlere, bütün mahlûkât-ı ilâhiyye itâ'at eder, mutî' olur. Allah'ı tanıyıp da Allah'a âsî olanlara Allah, Allah'ı tanımayanları musallat kılar. Çekdiğin kendindendir. Hakk zulümden münezzehdir.