Seni Cennete Rızâya Rıdvâna Mağfirete Rahmete Davet Ediyorum

13 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Her şey yalan! Ancak O doğru! Ne mal, ne mülk, ne câh, ne kasa, ne kese, ne rütbe, hepsi gelip geçicidir, bir gölgeden farkı yokdur, bir gölgeden farkı yokdur. Ancak bâkiyâtü's-sâlihât, Allah sevgisi, Allah'a îmân, a'mâl-i sâlihât, bunlar güzeldir, bunlar bâkîdir. Bir gün gelecek, var zannetdiğin, sâhib olduğunu zannetdiğin şeylerin, senin olmadığını göreceksin. Yok zannetdiklerin de önüne çıkacak. "فَلَوْلَٓا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَۙ وَاَنْتُمْ ح۪ينَئِذٍ تَنْظُرُونَۙ fe levlâ izâ belagati'l-hulkûm, ve entüm hîne izin tenzurûn". İnkâr ediyordun ama inkârın seni o azâba götürmekden seni men edemedi. Var zannetdiklerin de yok oluverdi. En sevgililerin iki katre gözyaşı dökdü. Belki gözyaşı dökenlerin arasında senin ölümüne sevinenler bile var. Sevinç gözyaşlarıdır o. Çünkü ahmak! Ölen kimsenin malına ölecek kimse tâlib olur. Dünyâ bir hamam kurnasına benzer, bir cenâbetden bir cenâbete kalır. Biliyorsun ya, bir cenâbet gelir yıkanır çıkar, diğer cenâbet girer arkadan, yıkanır çıkar. 

Aklım başımda diyen! Son pişmanlık fayda vermez! Bir gün tırnaklarını yersin, parmaklarını ısırırsın, saçını sakalını yolarsın, kimse senin feryâdına erişmez ve yetişmez. Dünyânın âhir menzili o kabir, âhiretin de ilk menzilidir. Ona kabir derler, amel sandığıdır. Karanlıkdır, nûrunu buradan götür. Oranın nûru buradan gider. Okuduğun Kur`ân, dinlediğin Kur`ân, yapdığın zikir, Hakk hakkında düşündüğün fikir, sana o karanlık kabirde nûr olur, çerâğ olur, sirâc-ı münîr olur, nûrlandırır kabrini sonra. Öyle gitmeyenler, karanlığa gidiyorlar doğru. Sıkılıyorsun değil mi bazen, elektrik kesiliveriyor, karanlıkda kalıyorsun, fenâ hâlde âsâbın bozuluyor. On dakîka sonra elektrik açılıyor. Îmânsızlar o hâle gelecek ki, onlar, aylarca, yıllarca, binlerce sene karanlıkda kalacaklar kabirde. Çünkü ışık götürmemişler. Oranın ışığı, "Lâilâheillallah". Kaç defa günde tevhîd ediyorsun Allah'ı. Etsen bile, gönlün başka yerde, ağzın başka yerde. Namaza duruyorsun, ağzın başka yerde, kalbin başka yerde. İki kıbleli. İki kıbleli! Yönün kıbleye, gönlün başka yerde. Oraya iktidâ eylemiş. Ne düşünüyorsan, gönül oraya iktidâ eder, o tarafa dönmüş olur, vücûdun kıbleye dönmüş olur. Şerîatda namazın bozulmaz ama hakîkatde o namazın kıymeti yokdur. Yatar kalkarsın.
Gel sen beni dinle, aldanmayacaksın. Seni cennete, rızâya, rıdvâna, mağfirete, rahmete davet ediyorum. Ramazan'dan sonra ibâdet ve tâatini terk eyleme, aklın başındaysa eğer. Sâhib olduğun mallara, orada da sâhib olmak istiyorsan, zekâtını, fitreni ver, yardımını yap, hayır kurumlarına, yoksullara. Ağlayanların gözyaşlarını sil, inleyenlere dermân ol. Hiç üzülme malım bitecek diye. Zekât verdiğin vakitde Allah malını artırır. Tefecilik yaparsan malın bereketi gider, eksilir. Dene! Dene bak. Eğer yalan söylüyorsam, bir daha seneye sağ olursam, sen beni dinlemeye gelirsen, dinlemek lutfunda bulunursan, ben konuşurken kalk ayağa de ki, "Sen yalan söylüyorsun" de bana, kabûl edeceğim, haydi. Çünkü bu haberi ben vermiyorum, muhbir-i sâdık Muhammed Mustafâ veriyor. Bu haberi muhbir-i sâdık Muhammed Mustafâ da vermiyor, Allah haber veriyor. 
İbâdet ve tâatinize devâm ediniz, pişman olmayacaksınız. Yapmazsanız pişmân olacaksınız. Allah'a kasem ederim ki yarın yevm-i kıyâmetde ibâdet edenler de etmeyenler de pişmân olacaklardır. Edenler, "Keşke daha fazla yapsaydık, daha çok Rabbimize ibâdet kılsaydık" diyecekler. Etmeyenler de, "Hiç olmazsa bunlar kadar ibâdetde bulunsaydık" diyecekler.
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön