7 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
Seni mest etdi dirîgâ bu mey-i dâr-ı fenâ
Sen seni anlamadın kaldın anın içün hayfâ
Eyvâhlar olsun ki, bu fânî dünyânın nimetleri seni sarhoş etmiş. İşte bu sarhoşluk yüzünden, sen kendini anlamadın, nefsini bilemedin. Bu dünyâya niçin geldiğini anlayamadın ve gaflet içinde kaldın.
Kûs-i rıhlet çalınır kimi gelir kimi gider
Ermedi sem'ine senin billahi hiç bu sadâ
Her gün nice insanlar ölüp gidiyor, kimilerini gözlerinle görüp duruyorsun, kimilerinin haberlerini alıyorsun, kulaklarınla duyuyorsun ama bunlar sana hiç tesir etmiyor. Sanki hiç ölmeyecek gibi yaşıyorsun.
Bu zer ü zebûn-i dünyâyla bu fikr-i muhâlle
Seni bu râh-ı hakîkatden 'aceb kıldı cüdâ
Ölüm sanki sana hiç erişmeyecekmiş gibi dünyâya dalıp yaşaman, ömrünü gafletle ve boş işlerle geçirmen, seni hak yoldan ayırdı. Doğru yolu unuttun, yolunu şaşırdın, günâh ve dalâlet yollarını tuttun.
Niye geldin bu cihân mülküne bildin mi seni
Ekl ü şürb etmeğe mi geldiğin sanırsın mahzâ
Bu dünyâya niçin geldiğini hiç düşünmez misin? Hilkatinin sebebini hiç merâk etmez misin? Dünyâya sadece yemek içmek ve zevk u safâ sürmek için mi geldiğini zannediyorsun?
Gafleti ko gözün aç sen de Nizâmoğlu bugün
Sensin ol mazhar-ı âyîne-i envâr-ı Hudâ
Gafleti bırak! Gözünü aç! Fânî olduğu ve Hakk'dan gelip yine O'na döneceğini bil! Buna göre yaşa, hazırlığını buna göre yap! Kendindeki ilâhî sırrı ara! Cenâb-ı Hakk'ın esmâ ve sıfâtına mazhar olduğunu anla da ayna-yı kalbini mâsivâ kirlerinden yıka, zikrullah cilâsı ile parlat!
Seyyid Nizâmoğlu Seyyid Seyfullah
Kuddise Sırruh