21 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Şerî'atle 'âmil olmayan bir mü'min, dînden çıkmış olmaz ama zelîl olur. Meselâ bir kimse içki içer de içkinin haram olduğunu kabûl ederse îmândan çıkmaz ama zillete düşer. İnsanları izzete götüren Allah ve Resûlüdür. Bizim milletimiz de îmândan çıkmadı ama şerî'atla 'âmil olmadığı için zelîl oldu. Vaktiyle milletimiz Kur`ân'a bağlı iken izzet sâhibi idi, üç kıtaya birden hükmediyordu, ne zaman ki bu millet Kur`ân'dan ve Peygamber'den yüz çevirdi, rezîl ve zelîl oldu. Hattâ öyle ki hiç kıymet vermediğimiz Rumlar bile başımıza belâ oldu. Meselâ Makaryos gibi bir adam bizi parmağında oynattı. Kipriyanu gibi birisi koca Türkiye'yi uğraştırdı. Vaktiyle Bulgar kralının tâcını, bizim en düşük rütbeli bir adamımız giydirirdi, sonra o beğenmediğimiz Bulgarlar bize kafa tutar oldu. Vaktiyle Macar kralının tâcını Osmanlı'nın bir çavuşu giydirirdi.Efendi Hazretleri, bu zilletin sadece Türklere münhasır olmadığını bütün ümmete şâmil olduğunu beyân ederek "Sadece biz böyle olmadık, Arabı da böyle oldu, Arnavudu da böyle oldu" buyurdular.
İzzet, Allah'a ve Resûlüne bağlılıkdadır. Kim ki Resûlullah'a bağlanır ve O'nun şerî'atına tâbi' olursa Allah onu azîz kılar. Kim ki Resûlullah'dan yüz çevirir, O'nun şerî'atına tâbi' olmazsa Allah onu hakîr ve zelîl eder.Efendi Hazretlerinin işâret ettiği bu hakîkat, Sûre-i Münâfıkûn'daki "وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ / ve lillâhil 'izzetü ve li resûlihî ve lil mü’minîn" âyet-i kerîmesiyle beyân olunan hakîkatdır.