5 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Fakîrlere yapacağın yardımı Hakk'a yapıyorsun, Allah'a yapıyorsun. Tabii bunu, âşinâ gönüllere söyledik, anlayana söyledik. Fukarâya sevdiğin malından hem de seve seve vereceksin. O vakit, sevdiğine nâil olursun.
Bir gün Cenâb-ı Hakk Mûsâ Peygamber'e dedi ki, "Yâ Mûsâ! Sana hazînemi göstereyim mi?" dedi. "Göster yâ Rabbi" dedi. Gösterdi Allah. Kokmuş yemekler, kokmuş etler, eskimiş olan ayakkabılar, yırtık yamalı pantolonlar. Bunları gösterdi. Mûsâ Peygamber, "Yâ Rabbi bunlar mı senin hazînen?" diye sordu, Allah, "Evet benim hazînem" dyince, "Yâ Rabbi nasıl iş bu?" dedi. Allah dedi ki, "Ben kullarıma yeni ayakkabı veririm, onlar bana eskisini verirler". Fukarâya veriyorlar yani. "Ben onlara tâze ekmek veririm, onlar benim rızâm için kuru ekmek, bayat ekmek verirler. Ben onlar ayeni yeni elbiseler veririrm, onlar benim rızâm için, eski elbiselerini verirler. Onları hazînemde biriktiririm, yarın kıyâmet gününde, benim rızâm için yaptıkları hayırları onlara gösteririm".
Allah kıyâmet gününde bir adama der ki, "Ben hasta oldum, beni niye yoklamadın? Ben açtım beni niye doyurmadın? Ben susuzdum bana niye su vermedin?" der. Allahu Teâlâ der ki, "Bir hasta vardı, onu yoklasaydın beni orda bulacaktın. Bir açı doyursaydın beni doyurmuş gibi olacaktın. Bir susuza su verseydin, beni sulamış gibi olacaktın.
Öyleyse yapacağın hayır, Allah'a verilecektir. Hiç tereddüt etme, seve seve sevdiğinden ver ki, sevdiğine nâil olasın.Yazımızın başlığı olan cümle, Efendi Hazretlerinin sık sık dile getirdiği bir ifâdedir. Bu söz, Sûre-i Âl-i İmrân'daki, "لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتّٰى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَۜ" âyet-i kerîmesine işâret etmekdedir.