1 Haziran 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Sevgilim herkes uyudu fakat beni uyku tutmadı gitdi
Bütün gece gözlerim gökdeki yıldızları saydı durdu
Gözlerimden uyku öyle bir gitdi ki aslâ geri gelmez artık
Uykum senin ayrılık zehrini içdi de ölüp gitdi
N'olur buluşmayla kavuşmayla bir ilâç verseydin şu hastaya ki
Gönlünü de gözünü de bir uğurdan sana vermişdir
İhsan kapısını birden kapamak yerinde bir iş midir
Saf bir şarap sunmuyorsan bir yudumcuk tortulu şarap sun bâri
Allah bütün güzellikleri bir odaya koydu da
Hiç kimse sensiz o odaya doğru bir yol bulamadı gitdi
Aşk yoluna toprak kesildiysem beni hor görme küçük sayma
Senin vuslat kapını çalan niye küçülecek olsun ki
Yenim şu gözlerden akan yaşları çok sildi
Yenimi yakamı gizli incilerle doldur
Geceleyin aşk şahnesi birisini sıkar sıkıştırırsa ay yüzün hüzünlenir de
O kişiye acır onu gümüş gibi bağrına basar da sıkar
Başıboş gönül lutfunla döner de geri gelirse bu bir gece masalı olur
Ay değirmisiyle gerdek devesi hikâyesine benzer bu
Şu cansızlar başlangıçda su değil miydiler
Dünya tez geçer gider de o yüzden bir bir geldiler donup kaldılar
Kanımız bedenimizde âb-ı hayâtdır hoşdur ammâ
Dışarı çıkınca görürsün ki bir zehirdir bir pislikdir o
O söz suyuna pek düşme o kaynakdan su getirme
Orda atlas görünür ammâ bu yanda alelâde Yemen kumaşıdır
Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu's-Sâmî