18 Nisan 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Şeyhü'l-Ekber Hazretlerinin yüzlerce eseri arasında Fusûsü'l-Hikem'in ayrı bir yeri vardır. Bu eser, tasavvuf vâdîsinde yazılmış eserler arasında eşi menendi olmayan bir eserdir. Bu eser üzerine sayısız şerhler yapılmış, doğuda batıda hakkında pek çok çalışmalar yapılmışdır, hâlâ da yapılmakdadır. Kendisinden sonra gelen bütün velîler, bütün mürşidler bu eseri baş tâcı etmişlerdir, çok kıymet vermişlerdir. Bu esere niçin bu kadar kıymet verildiğini de yine Şeyhü'l Ekber Hazretlerinden öğreniyoruz. Hazret-i Şeyh eserin giriş kısmında buyuruyorlar ki :
Muhakkak ki ben rüyâda Resûlullah'ı gördüm. O bana 627 senesi Muharreminin son on gününde Şam şehrinde gösterildi. Resûlullah'ın elinde bir kitâb vardı. Bana buyurdu ki, "Bu, Fusûsü'l-Hikem kitâbıdır, bunu al ve insanlara götür ki ondan faydalansınlar". Ben de dedim ki, "İşitip itâat etmek, Allahu Teâlâ'ya ve Resûlü'ne ve bizden ulü'l-emredir, nitekim emrolunduk".
Binâenaleyh Resûlullah'ın bana tahdîd buyurduğu gibi, hiç bir fazlalık ve noksanlık olmadan, bu kitâbın ibrâzı için, ümniyyeyi tahakkuk etdirdim ve niyeti hâlis kıldım ve kasd ve himmeti tecrîd etdim. Ve Allahu Teâlâ'dan taleb ve niyâz etdim ki, onu ibrâz ederken ve cemî ahvâlimde beni üzerlerinde Şeytan'ın tasallutu olmayan kullarından eyleye. Ve parmaklarımın yazdığı ve dilimin söylediği ve kalbimden geçen her şeyde, teyîd-i i'tisâmî ile rû-i nefsîde beni ilkâ-i subbûhîye ve nefh-i rûhîye tahsîs ede. Hattâ mütehakkim değil mütercim olayım. Tâ ki ashâb-ı kulûb olan ehlullahdan ona vâkıf olan kimse mütehakkık olsun ki, muhakkak o, nefsânî garazlarla kirlenmekden münezzeh bulunan mukaddes bir makâmdan nâzil olmuşdur. Ve umarım ki Hakk Teâlâ benim duâmı işittikde nidâmı kabûl eyleye.
İmdi, ben ancak bana ilkâ olunan şeyi ilkâ ederim. Ve ben bu mastûr içinde ancak benim üzerime onunla nâzil olan şeyi inzâl ederim. Halbuki ben nebî değilim, resûl de değilim, velâkin vârisim. Ve âhiretim için hârisim. İmdi Allah'dan dinleyiniz ve Allah'a rücû ediniz. İmdi, benim getirdiğim şeyi duyduğunuz vakit hıfz ediniz. Sonra fehm ile kavlin mücmelini tafsîl ediniz ve cem eyleyiniz. Sonra onun tâliblerine onu mennedin, men' etmeyin. İşte bu, size vâsi' olan rahmetdir, siz de tevsî' edin. Ve ben müeyyed olan kimselerden olmaklığımı Allah'dan recâ ederim. İmdi, o kimse müteeyyid oldu ve teyîd eyledi ve takyîd etdi. Ve bizi O'nun ümmetinden kıldığı gibi O'nun zümresinden haşr eyleye.