10 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Niyâzî Mısrî Hazretleri Mevâidü'l-İrfân'ında İbrâhim aleyhisselâmın mâcerâsını bildiren bu âyetleri zikretdikden sonra buyuruyorlar ki :
Bu fakîr kula da Allah'a sülûküm sırasında sülûkün istikâmeti bereketiyle Allah'a şükür, aynı şey vâki' oldu. Ben o günlerde on iki konakdan beşinci konakda idim. Hiç karârım kalmamışdı. Bir yandan öbür yana kaçıyor, mücâhede şiddetinden dolayı bir yerde ve bir hâlde duramadığım için kendimi minâreden yâhud da dağlardan aşağı atacak oluyordum. Sülûk günlerimin ekserisinde gıdam, yirmi dirhem arpa ekmeği idi. Nihâyet bin altmış senesi Muharrem ayının son on gününde dördüncü Cuma gecesinde uyanık iken bir de gördüm ki evin içinde karşımda bir yıldız. Onu baş gözümle gördüğümü zannetdim de gözümü yumdum. Bakdım ki hayır, yine öyle görünüyor. Gözümü açdım, yine önceki gibi karşımda. O zaman anladım ki bu, kalb gözüyle görülüyor. Birkaç gün o yıldız gözümden kaybolmadı. Sonra büyüdü büyüdü ay kadar oldu. Birkaç gün de böyle devam etdi.Sonra gitgide büyüdü güneş kadar oldu. Birkaç gün de böyle gitdikden sonra yine yavaş yavaş büyüdü, yükseldi, altı ciheti kapladı. İlk gördüğüm zamandaki ıztırabım, kalb çalkantım, nûr genişleyip altı yönü kaplayıncaya kadar yavaş yavaş dinmişdi. Artık bundan sonra cesedle mücâdele ve riyâzat yapmadım. Mücâhedeme kalb ve rûh ile ve bunların durumlarına uygun şekilde devâm etdim. Bu hâli, şeyhim, göz bebeğim Elmalılı Ümmî Sinân'a söyledim. Dedi ki, "İbrâhim aleyhisselamdan kalan beşinci menzilin hâli budur. Bu menzil onun ilk makâmı idi. Onun ilk menzili, ittibâ bereketiyle Muhammed aleyhisselamın ümmeti için beşinci menzil oldu. Fakat Allah'ın Resûlü için bir makâm yokdur. Bütün makâmlar onun ayakları altında bir tek adımdan ibâretdir". Sonra buyurdu ki, "Seni İbrahim aleyhisselama lutfetdiği sırât-ı müstakîme ileten ve seni onun izinde gitdiğin için O'na vâris kılan Allah'a hamdolsun". Sonra şu âyeti okudu, "فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ".