Şeytan Taşlamanın Âdâbı ve Remzleri

7 Eylül 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki :
Mina'da üç ayrı mevkide, üç dikili taş vardır ki birine Akabe-i Sugrâ , ikincisine Akabe-i Vustâ ve üçüncüsüne de Akabe-i Kübrâ denir. Büyük akabeye yedi taş atanlar, İbrahim Halîl'in İblis'i reddine alâmeten atarlar. Orta akabeye yedi taş atanlar, Hazret-i Hâcer'in İblis'i reddine remz olarak atarlar. Küçük akabeye yedi taş atanlar, Hazret-i İsmail'e ittibâen taş atmış olurlar. İnsanda yedi kötü sıfat vardır. Bu sıfatlar İblis'in sıfatıdır ve her taş bir sıfata işâret olarak İblis'e atılır. Böylece insan bu yedi kötü sıfatını da taşlayıp, terk etmelidir. Hacca gidildiğinde, Şeytan taşlamanın manâsı budur. Yani kötü sıfatları terk etmekdir. Bu yedi kötü sıfat şunlardır. Ucub, Kibir, Riyâ, Hased, Gadab, Hubb-ı câh, Hubb-ı mâl.
Demek ki hacca gidenler, bu kötü ve çirkin sıfatlardan soyunmalı ve sâlih birer insân olmalıdır. Yoksa gittiği gibi gelenler boşuna emek ve para sarf etmiş olurlar.
Deve hacı olmaz gitmek ile Mekke'ye
Eşek dervîş olmaz taş çekmekle tekkeye

Efendi Hazretleri, on bir defa hacca gitmişlerdi. Her hacca gitdiklerinde, oradaki gâfil müslümanların acınacak hâllerini gördükçe pek müteessir olurlar ve döndüklerinde cemaatini îkâz için yapılan hatâları anlatırlar, riâyet edilmesi gereken âdâbı beyân ederlerdi. En çok da, hacıların Şeytan taşlama sırasında yapdıkları hatâlar üzerinde dururlardı. Atılacak taşların en fazla bir nohut yâhud fasulye büyüklüğünde olması gerekdiğini, atarken de fiske şeklinde hafifçe atılması gerekdiğini söylerlerdi. 

Efendi Hazretleri oradaki müşâhedelerinden bir kısmını İRŞÂD nâmındaki eserinde bakın nasıl anlatıyor :
Bilhassa Şeytan taşlamak sırasında halkın başına koca koca taşlar atarak kafa yaranlar, ihtiyar ve hastaları ayaklar altında çiğneyenler, yalnız kendisi ibadete gelmiş de, başkaları turistik geziye çıkmış gibi önüne geleni vurup devirenler sayılamayacak kadar çokdu. Hâsılı, ehl-i ırz yani Allah'ın ve Hazret-i İbrahim aleyhisselamın davetlileri pek az, Şeytan'ın davetlileri ise maalesef pek çokdu. İbâdetde bulundukları zannıyla halkı ezenlerin birbirlerinin başlarını yaranların hallerine Allah, melekleri, Rûh-i Nebî, velîler, sâlihler üzülürken, Şeytan kahkaha ile gülüyordu. Zîrâ ezilen, üzülen, yaralanan ve hırpalanan insanlar içinde, öyleleri vardı ki, bu muhterem zevât Ka'be-i Muazzama'ya yaklaşırken, Ka'be'nin rûhu onlara karşı çıkmış ve kendilerini fersahlarca öteden istikbâl eylemişdi. Ne çâre ki, bazı gâfil müslümanlar, onları rencîde etmiş, onlara ezâ ve cefâ ederek Beyt-i Rahmân olan gönüllerini yıkmışlardı.
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön