27 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Hani demişdik ya Şeytan Allah'ın emrine karşı gelip Âdem'e secde etmemişdi de, Cenâb-ı Hakk ona niçin secde etmediğini sorduğunda, suçunu itiraf edecek yerde, inad edip, bir de mantık yürütdü Allah'a karşı, ama tamâmen tutarsız bir mantık. Demişdi ki, "Beni ateşden yaratdın, Âdem'i toprakdan. Ateş toprakdan üstündür. Öyleyse ben Âdem'e secde etmem". Bu bir akıl yürütmeydi ama geçersiz bir akıl yürütmeydi. Çünkü Şeytan'ın yapdığı kıyâs bâtıldı. Kıyâs bâtıl olduğu için hüküm de bâtıl oldu.
İnsan da pek çok husûsda akıl yürütür, kendince kıyaslar yapar, hükümler verir ama bunların hepsi doğru netîce vermez. Çünkü akıl mahdûddur, âcizdir yanılabilir. Üstelik akıl her şeyi ihâta edemez. Hele de iş îmâna, Kur`ân'a, maneviyyata taalluk edince, akıl durur, iflas eder. Ne gibi? Meselâ mucizeleri akıl idrâk edemez. Her şeyi akıllarıyla halletmeye çalışanlar, "olmaz öyle şey" derler, ya toptan inkâr ederler yâhud tevîl etmeye kalkarlar. Yine hiç kimse Peygamber'i aklıyla tasdîk edemez. Aklıyla hareket edenler, "o da benim gibi bir insan, niye ben ona tâbi olayım" der. Cenâb-ı Hakk'ın varlığına ve birliğine inanmak, sıfatlarını anlamak yani îmân ve itikâd meseleleri de böyledir. Aklın mâverâsındadır bunlar. Her şeyi aklıyla kavrayacağını zanneden ham-ervahlar ya Allah'ı inkâr eder yâhud O'na lâyık olmayan sıfatlar izâfe eder. Kimisi, "Allah külliyâtı bilir cüziyyâtı bilmez" der. Kimisi, "Allah kâinâtı yaratdıkdan sonra kenara çekildi, hiç bir işe karışmaz o" der. Kimisi, "Kader diye bir şey yokdur, herkes kendi kaderini meydana getirir" der. Velhâsıl akıl, Hakk'ı hakkıyla bilemez ve dâimâ yalan yanlış yollara gider, bâtıl hükümler verir.