12 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allah Şeytan'ı milletin başını belâya soksun diye halk etmiş. O günaha sokacak, Allah affedecek, öyle öyle bir hâle yola girecek insanlar.
Şeyh Tüsterî Hazretleriyle bir mücâdelesi var, "Şaşırdım" diyor Hazret-i Şeyh, "bu kadar tasavvuf biliyormuş İblis, hayret etdim" diyor. Çok tasavvuf biliyormuş. En sonunda ded ki, "Yâ Şeyh, iyi ki Allah'ın rahmeti sizin gibi dar değil" demiş. "Size göre biz cehenneme hemen. Allah'ın rahmeti çok geniş" demiş. "Görmüyor musun bak Kur`ân'da Allah ne diyor, وَاِنَّ عَلَيْكَ اللَّعْنَةَ اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ ve inne aleyke'l-lanete ilâ yevmi'd-dîn diyor, lanetim kıyâmet gününe kadardır diyor" demiş. Öyle ayrıldı gitdi diyor.
Şeytan'ın zürriyetinden iman edenler var. Cinler onun zürriyyetinden işte. Îmân edenleri cin, etmeyenleri şeytan. Onun sülâlesinden îmân edenler var. Tövbe etmişler, îmân etmişler.
Âdem'in dişisi Havvâ'dır, Şeytan'ın dişisi nedir? Bir Âdem'den üredi millet bir de Şeytan'dan üredi, karşılıklı. Şeytan tekdi, Âdem de tekdi. Tek başına Şeytan başka yok. Yani bir tane bırakmış Allah, numûnelik, o kavm-i cândan. Kavm-i can, kavm-i ten, kavm-i ben böyle altı kavim var böyle yukarı doğru gidiyor. Onların her birisi binlerce sene. İki milyar üç yüz on dokuz milyon yirmi dokuz bin sene olmuş dünyâ yaradılalı, yani bu kâinât. İki milyar üç yüz on dokuz milyon yirmi dokuz bin sene, küsurâtı da var. Şeyh-i Ekber Hazretlerinin keşfiyyâtıyla. Halbuki sonradan dişileri var cinlerin. Peri kızı gibi derler. Çok güzel oluyor peri kızları. Kızları var, peri kızları var, dişileri var onların da. Dünyâ güzeli.
Cinlerin gözü böyle açılmaz, böyle açılır. Bir kısmını ayağı tersdir, geriye dönükdür ayakları. Kızları çok güzeldir, çok kuvvetlidir. Yirmi tâne benî âdem erkeği bir tarafa bir cin kızı bir tarafa. Öyle kuvvetlidir.
Resûl-i Ekrem'e gelmiş, Sultân-ı Enbiyâ Efendimize, demiş, "Yâ Resûlallah, zât-ı risâletpenâhîlerin kâinâta rahmet olarak gönderildi, Kitâb-ı Kerîm de bunâ nâtık" demiş, "öyleyse Cenâb-ı Hakk'a duâ et beni Allahu Teâlâ bu meslekden emekliye ayırsın" demiş. "Affetsin beni çıkayım bu işden" demiş.
Fî zamâninâ, Şeytan emekliye ayrıldı. Benî âdemden ona öyle hizmet edenler var ki onu geride bırakdılar.
Sonra Resûl-i Ekrem de buyurmuş ki, "Peki, sana ben şefâatçi olayım, afv-ı ilâhî ile seni bu işden kurtaralım" demiş. "Ama, git Serendib'e Hazret-i Âdem'in kabrine bir secde et, gel buraya. Cenâb-ı Hakk'a yüzüm olsun söylemeye. İşte Yâ Rabbi, yapdığından nâdim oldu, tövbe etdi. Yâ Rabbi sen de gördün". "Oooooo" demiş, "ben onun dirisine secde etmedim, nerede kaldı ölüsüne secde etmek" demiş, kaçmış gitmiş hâin.
Sen Şeytan deyip geçme, Şeytan'da büyük iş vardır. Bak Kur`ân-ı Kerîm'e şimdi. "كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ ke meseli'ş-şeytân, Şeytan'ın misâli gibidir" diyor Cenâb-ı Allah. "اِذْ قَالَ لِلْاِنْسَانِ اكْفُرْۚ iz kâle lil insâni'kfür", insana der ki Şeytan, kâfir ol der, küfret der, insan da kâfir olur, Şeytan'a tâbi olur. "فَلَمَّا كَفَرَ felemmâ kefere", kâfir olduğu vakitde, "قَالَ kâle", Şeytan der ki, "اِنّ۪ي بَر۪ٓيءٌ مِنْكَ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اللّٰهَ رَبَّ الْعَالَم۪ينَ innî berîün minke innî ehafulallâhe rabbe'l-âlemîn". İnsanoğluna der ki Şeytan, kâfir ol der, insanoğlu kâfir olur, uyar Şeytan'a. Sonra Şeytan der ki, "Senin yapdığından ben berîyim" der, kâfir olan insanoğluna. "اِنّ۪ٓي اَخَافُ اللّٰهَ رَبَّ الْعَالَم۪ينَ innî ehâfullâhe rabbe'l-âlemîn", ben kâinâtın rabbi olan Allahu Teâlâ'dan korkarım gavur olmaya der. İnsanoğlunu günaha sokar, sonra kendi kenara çekilir, "Senin yapdığından ben berîyim, Allah'dan korkarım ben bunu yağmaya" der Şeytan.
İnsanoğulları Şeytan'ı tekâüd etmişler. Emekliye ayrılmış, maaş alıyor şimdi, emekli maaşı. İkrâmiyesini de almış. Öyleleri geldi ki, Şeytan'ın yapamadığı işleri yapdılar. Meselâ Hazret-i Abdülkâdir'in meclisini Şeytan dağıtabilir miydi? Dağıtamazdı. İnsanoğlu geldi dağıtdı.
Şeytan kılıkdan kılığa girer. Bakarsın hoca kıyâfetinde gelir, ibâdullahı zikrullahdan men etmeğe kalkar pezevenk. Kadın kıyâfetine girer, müslümanın koynuna girer, sabahleyin ibâdetden onu dûr eder, vaktiyle namaza kaldırmaz. Bazısını namaza kaldırır, sabahleyin gelir, "kalk namaza!" der. "Uyuma yâhu! Güneş doğacak, kalksana!" filan der, namaza kaldırır. O da var. Evliyâullahdan birisini kaldırmış. Kaldırınca yakalamış onu o veliyyullah. "Ulan sen hayra iş yapmazsın, niye kaldırdın beni namaza?" demiş. "Söylemezsen bırakmayacağım seni" demiş. Anlamış ki pabuç pahalı, demiş "Anlatayım öyleyse. Öyle bir ağlayacakdın ki, öyle bir hüzünlenecekdin ki, sabah namazını kaçırdım diye, vaktinde kıldığın namazın sevâbından daha çok sevâb alacakdın, onu kıskandım" demiş, "onun için seni kaldırdım, o sevâba nâil olamayasın diye" demiş.
O kadar ustadır. Zâhirden yapar, yapamazsa iç tarafa girer. Çok üstaddır kendisi, çok üstaddır. Sana gelir, "Sen genç adamsın yâhu, namaz kılma, sonra kılarsın" der. Sen dinlemezsin, Allahu Teâlâ emretmiş dersin, bu sefer iç tarafa girer, "Bak senden daha sofusu yok, herkese cehenneme sen cennete gideceksin" der, bu sefer ucub verir sana. Allah muhâfaza şerrinden.
Allah da bunu yaratmış bizim başımıza, uğraşalım diye. Çünkü bunu da yaratmasa biz Allah'la uğraşacağız. Araya bir engel koymuş, onunla uğraşıyoruz şimdi.