14 Haziran 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allah gibi bir kudret ve kuvvet sâhibi bir mâlik-i mutlakın emrine isyân etdi Şeytan. Dikkat et benim konuşduğum söze, bak ne söylüyorum! Cenâb-ı Hakk kudret-i mutlaka sâhibi yani O'na karşı kim isyân edebilir? Peki bu Şeytan'ın secde etmemesinin sırr-ı hikmeti nedir? Allahu Teâlâ bize onu beyân zımnında haber veriyor, "وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ ve kâne mine'l-kâfirîn". O ezelde kâfirlerden kaydolmuşdu, öyle olacakdı o iş demek istiyor yani.
Sonra konuşuyor Allah, soruyor bir de, "Niye secde etmedin?". Diyor ki, "خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ halaktenî min nârin ve halaktehû min tıyn" diyor. "Beni ateşden halk etdin, onu toprakdan halk etdin. Ateş toprağa fâikdir" diyor. Mantık yürütüyor Cenâb-ı Hakk'a karşı. "Ben ondan efdalim" diyor. "Ama bana secde et de, sana secde edeyim" diyor. "Benim seninle bir davâm yok, sen benim rabbimsin" diyor. "Sana secde ederim ama buna etmem, bu benden dûn adam" diyor. Âdem'i dûn görüyor yani toprakdan halk olunmak münâsebetiyle. O vakit Allah da "فَاخْرُجْ مِنْهَا فَاِنَّكَ رَج۪يمٌۚ fahruc minhâ fe inneke racîm" diyor, "çık dışarıya terbiyesiz, konuşma!" diyor, kapı dışarı ediyor. Rahmetden dûr oldu diyor. Böyle. Daha evveliyâtı da var hadîsde. İşte öyle tecellî edecek, kalem nasıl çalındıysa öyle olacak.
Hakk Teâlâ ilân etmiş semâvâtda, demiş "ben kendime içinizden bir tâne hasım seçeceğim" demiş, "düşman seçeceğim kendime" demiş. Bütün melekler secdeye kapanmışlar, "Aman Yâ Rabbi, biz mahlûkuz, nasıl olur sana karşı biz hasım olabiliriz" demişler. "Ne yapalım? Haydi Azâzil'e gidelim" demişler. Hadîsde var bu. Akkirmânî'nin hadîsinde. "Haydi gidelim Şeytan'a duâ etsin bizim hakkımızda. O bizden efdaldir" demişler.
Semâda ardda secde etmediği yer yok Şeytan'ın. Hattâ mi'râc sabâhı Peygamber Efendimize geliyor da işte, "Birinci kat semâda böyle bir mihrâb gördün mü Yâ Resûlullah". "Gördüm". "Vaktiyle benim makâmımdı orası". İkinci semâda, üçüncü semâda, yedinci semâda hep böyle. Yaaa!
Sonra toplanmış gelmişler Şeytan'a demişler, "Yâ Azâzil", ismi Azâzil Şeytan'ın, Hâris, Azâzil. Sonra, rahmetden dûr oldukdan sonra İblis oldu, Şeytan oldu. Dediler, "Allahu Teâlâ içimizden birini kendisine hasım seçecekmiş", melekler söylüyorlar Şeytan'a, "duâ et, bizi hasım seçmesin. Biz kim oluyoruz, Allahu Teâlâ'ya hasım olalım" filan. Duâ etdi. Kendi nefsini unutdu. Duâ etdi. Hükmullah da böyleydi. Onun başına geçdi lanet. Yaaa! Duâyı Şeytan yapdı. İşte "Yâ Rabbi bunlar senin kullarındır, meleklerindir, mahlûkundur, bunlara merhamet, şefkat et. Bunları kendine hasım seçme" diye duâ etdi. Kendini unutdu. Sonra o oka, o lanet okuna kendisi hedef oldu.
Şeytan bir gün gelmiş Hazret-i Peygamber'e, demiş, "Yâ Resûlallah, sen rahmeten-lil-âlemînsin, söyle Cenâb-ı Hakk'a beni şeytanlıkdan azletsin yani artık affetsin" demiş. Hazret-i Peygamber de demiş ki ona, "Git Serendib Adasına, Hazret-i Âdem'in kabrine bir secde et, gel, söyleyeyim" demiş. "Sen ne söylüyorsun yâhu!" demiş. "Ben onun dirisine secde etmedim, ölüsüne hiç secde etmem" demiş, tırrr kaçmış.
www.muzafferozak.com