Şeytan'ı Hüsrâna Uğratmanın Yolu

Şeyhü'l-Ekber Hazretleri Fütûhât-ı Mekkiyyesinde buyuruyorlar ki :

Bir haramı ya da mekrûhu islemekle ilgili bir düşünce aklına geldiğinde, kuşkusuz bir şekilde, böyle bir düşüncenin Şeytan'dan olduğunu bilmelisin. Mubah olan bir fiili işlemek husûsunda bir düşünce geldiğinde ise, kuşkusuz bir şekilde onun nefsden geldiğini bilmelisin. Şeytan haramla veya mekruhla ilgili bir düşünce getirdiğinde, ister yapılması haram olan bir iş olsun, ister yapılmaması farzı terk etmek şeklinde olsun, ondan uzak dur. Mubahda ise serbestsin. Daha çok kazanç istersen, mubahdan da uzak dur, farz ve mendub fiillerle meşgûl ol. Mubah olan işleri yaparken mubah olduğunu bilerek yap. Unutma ki Şâri, o işi mubah kılmasaydı, onu yapamazdın. Böyle yaparsan, o fiilin mubah olması bakımından değil ama Allah katından bir hüküm olduğuna inanman bakımından o işden de ecir alırsın. Çünkü Hazret-i Peygamber'in vefâtından sonra hüküm değişmez. Hüküm şerâitın aynıdır ve hiç kuşkusuz bu kapı kapanmışdır.  O hâlde, mubah mubahdır, hiç bir zaman farz veya haram olmaz. Bütün hükümler de böyledir. 

Sana bir farz hakkında bir düşünce geldiğinde, tereddütsüz bir şekilde ona yönel. Çünkü bu düşünce hiç kuşkusuz melekdendir. Bir mendub hakkında bir düşünce gelirse, ilk düşünceyi aklında tut ve onda karar kıl. Çünkü böyle bir düşünce bazen İblis'den gelebilir. Daha üstün ve kıymetli başka bir mendub sebebiyle onu terk etmene dâir bir düşünce aklına gelirse, sakın ilkini bırakma ve onda sebatkâr ol. İkinciyi de aklında tut ama birinciyi mutlakâ yap. Birinciyi tamamladığında ikinciye başla ve onu da yap. Böyle yapdığında Şeytan, maksadı gerçekleşmediği için, hüsrâna uğramış şekilde geri döner. Bu ilâç sâyesinde Şeytan'ın hastalığını kendinden giderirsin ve Ömeriyyü'l-makâm olursun. Eğer böyle davranırsan Şeytan bir vâdîde karşına çıksa, mutlaka yolunu değiştirir.

Dikkatini çekdiğim bu konuyu unutma sakın. Çünkü Allah iyiliklere koşanları övmüşdür.