3 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Ulu Tanrım katından kovulduğumdan beri
Çıkarırım yolundan büyük küçük beşeri
Dâimâ hür yaşarım yaşadıkça bu küre
Kurtulamaz elime geçirirsem bir kere
Ne zâhidi hocası ne sofusu dervişi
Ne papazı râhibi ne hahamı keşişi
Emrimdedir yaşayan her sınıf bayla bayan
Çünkü benim şehveti tâ cennetde yaratan
Yedirerek buğdayı Âdem ile Havvâ'ya
Sürükledim peşimde getirdim bu dünyâya
Nice asırlar geçdi nice elçiler geldi
Fermân-ı hükmümde hep birer birer baş eğdi
Bütün iklîm-i kulûb emrime girmek üzre
Bir an oldu ki geldim ölüm ile yüzyüze
Asırların emekdar Şeytânıyım da hâlâ
Görmedim böyle dehşet doğmuş meğer Mustafâ
İşitirdim çocukken beni ancak Muhammed
Elinde ki Kur`ân'la mahkûm edecek ebed
Geldi âhır başıma bu korkduğum felâket
Benim oldu düşmanım O'na eden icâbet
İşte on üç asırdır havfı ile yaşarım
Hiddetimden derime sığmaz coşar taşarım
Kimin var Besmele'den otomatik silahı
Giydiremedim ona ne yapdımsa külâhı
Bu öyle bir silah ki ne eskir ne kırılır
Dehşetinden titrer hep çöker gökler yıkılır
Herkes sâhib olamaz onu kimse kuramaz
Bu atomun önünde felek bile duramaz
Alırsa şâyet bunu eline ehl-i gurûr
Mermi atamaz olur derhal yayı bozulur
Şaşırdım karşısında bu mu'azzam kudretin
Benim'çün oldu artık yaşamak pek çok çetin
Bu hâl ile süründüm umutsuz hayli müddet
Yine teveccüh etdi şükür fakîre devlet
Zaman zaman değişdi işin tamâmen rengi
Artık atılmaz oldu o Besmele tüfengi
Yine eskisi gibi çalışmağa başladım
Hacı oldum Hicaz'da şeytanı da taşladım
Müraînin mağrûrun yapışıp cübbesinden
Girerim görünmeden gönlünün kubbesinden
O mescidde ederken tam Allah'ına secde
Ben hûriden kevserden sunarım ona müjde
Mesleğimin ehliyim var mı dünyada eşim
Bir hârika değil mi gönüllere girişim
Mu'âmelem numaram şahsa göre değişir
Eteğime yapışan cehenneme erişir
Dizerim yüz bin gönül bir benliğin ipine
Nefesim değdiği yer hayretmez sâhibine
Kimine gösteririm Bakırköy'ün yolunu
Kimine hep yek gelir satdırırım çulunu
Meyhânedir yolumun birinci iskelesi
Son karargah hapisde tamamlanır çilesi
Nice zaman böylece dönderdim bu dümeni
Dolaşdım bir lahzada şarkı garbı Yemen'i
Her işimde muvaffak oluyordum ber-mutad
Fakat işin tamâmen değişdi rengi heyhat
Başladılar beni de taklîde insanoğlu
Bana da vâcib oldu değiştirmek bu çulu
İlmimin bilmediği gözümün görmediği
Çoğaldıkça çoğaldı aklımın ermediği
Görür görmez şu atsız giden arabaları
Hayretimden gevşedi hîlemin tapaları
Bulutlarla uçuşan gökler gibi gürleyen
Ejderhayı görünce kaybetmişdim beni ben
Çıkamadım korkumdan havalara günlerce
Fakat şimdi indim de küçüldü oldu serçe
Çok geride bırakdı zaman geldi motoru
Denizlerin dibinden koşup giden vapuru
Kâinâtın sesini bir sandıkdan dinledim
Gayrım bir başka şeytan var sanıp da bönledim
Magribde söyle dinle maşrıkda aynı anda
Bilmezdim bu hünerler varmış meğer insanda
Her köşe her bucakda aynı saz aynı âhenk
Bundan sonra benim hiç şeytanlık neme gerek
Kur`ân etmiş işâret olacak bunca fenni
Söyleyecek Îsâ'ya radyo uçakda ninni
Çaldılar gün geçdikçe sanatımı fendimi
Ben evliyâyım sandım yanlarında kendimi
Şeytanlığın modası geçdiğini anladım
Kuru tesellim ancak arsızlığım inadım
Hele günlerden bir gün uğradım Filorya'ya
Başdan çıkarım diye korkdum eyledim hayâ
Her mayonun içinde saklı nice bin şeytan
İnsanların elinden amân Rabbim el-amân
Görünce hayrân oldum bu dünya cennetini
Unutdurmuş yarın ki cennetin nimetini
Şaşırdım hayretdeyim nere gideyim bilmem
Çekdiğim sana malûm ötesini diyemem
Onlar dinle bilgiyle korundular şerrimden
Ben nasıl korunayım binlerce benzerimden
Bunların cümlesine vâkıfsın yâ Rabbenâ
Beni ben mi yaratdım acı biraz da bana
Geceleri yatamam gündüz taşra çıkamam
Korkumdan değil kalbi yüzlerine bakamam
Değilim şimdi layık bu çok mühim makâma
Mesleğimde aczimi ayıplama kınama
Kalmadı zerrece hiçbir şeyde isti'dâdım
Artık sulandı beynim tamâmiyle bunadım
Bana lüzûm kalmadı kendiler başarıyor
Benim bu şeytanlığım hiç ne işe yarıyor
Çok yoruldum bunca dem tekâüd eyle beni
Çeviremem ben böyle zaman da bu dümeni
Yok müstehak değilsem emekliliğe şâyet
Ben maaşsız râzıyım ver işime nihâyet
Ahmet Rindi Günören
Rahmetullahi Aleyh