24 Haziran 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Amerika'daki bir sohbetlerinde Şeytan hakkında sorulunca buyurdular ki :
Şeytan'da biri işi yapma kudreti yokdur. Şeytan bir tâamın içerisinde tuz gibidir. Şeytan olmazsa tadı kalmaz dünyânın. Çünkü ne hâkim olur, ne avukat, ne davâlı, ne davâcı, herkes böyle boynu bükük zâhid olur. Kâinâtın tadını getirir, fesad mukâbilinde. Ama bir çok halkın hidâyetine sebeb olur İblis olduğu hâlde. Hiç bir kuvveti ve kudreti olmadığı hâlde. Onun vazîfesi yalnız, vesvese atar insanların kalblerine.
Hattâ dervîşler toplandılar Hazret-i Bayezid-i Bistâmî'ye geldiler, dediler ki, "Bu Şeytan bizim îmânımızı alıyor" diye şikâyet etdiler, Hazret-i Pîr çağırdı Şeytan'ı huzûruna, dedi, "Sen bunların îmânını alıyor muşsun", "Hâşâ" dedi Şeytan. "Yâ veliyyallah" dedi, "ben onların îmânını almam" dedi, "o kudret bende yok" dedi, "fakat onlar atıyorlar ben alıyorum o vakit".
Hattâ bir adam, bir fenâlık yapdı, zinâ etdi, kâdînın huzûruna çıkardılar, kâdı o adama sordu, "Niçin bu fenâlığı yapdın?" dedi. Adam dedi ki, "Bana bu fenâlığı Şeytan yapdırdı" dedi. "Sus' Terbiyesiz herif!" dedi kâdî, "O Âdem'e bile secde etmedi, gelip sana pezevenklik mi yapacak" dedi.
Allah halk etdi ama Şeytan'a tâbi olmayan, cennete gitdi. Allah'ın Mudill esmâsının mazharı Şeytan. O esmânın mazharı. Böyle olduğu için Şeytan'a tâbi olmayan rahmete gitdi. Peygamberler Allah'ın Hâdî esmâsının mazharıdır, peygamberlere tâbi olmayan nâra gitdi. Bak şimdi. Şeytan'a tâbi olmayan cennete gitdi, Şeytan insanların necâtına sebeb oldu. Enbiyâ ise halkın nâra girmesine sebeb oluyor. Aslında, esteîzübillah, "يُضِلُّ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۜ yudillü men yeşâu ve yehdî men yeşâ", Allahu Sübhânehû ve Teâlâ dilediğini hidâyete iletiyor, dilediğini dalâlete. Fakat Mudill esmâsında Şeytan görünüyor, Hâdî esmâsında enbiyâ görünüyor. Yani âlet oluyorlar bunlar, birisi hidâyetde, birisi dalâletde. Aslında Mudill de Cenâb-ı Hakk'dır, Hâdî de. Dilediğini dalâletde bırakır, dilediğini hidâyete iletir.
Burada bir incelik var yalnız. Allah dilediğini dalâlete, dilediğini hidayete iletir demek, Allah bu kudrete mâlikdir demekdir ama kimseyi zorla hidâyete, dalâlete sokmaz. Cebir yokdur. Hidâyete ve dalâlete O kâdirdir yani, o manâya. Hattâ hattâ daha iltimaslı konuşalım, bazen dilediğini zorla hidâyete sokar da dalâlete sokmaz. Çünkü "sebakat rahmetî alâ gadabî"dir, "rahmetim gadabımı geçdi" dediğine göre. Bazen kul fenâlık yapmak ister Allah mâni olur ona. Çünkü eğer, "يُضِلُّ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۜ yudillü men yeşâu ve yehdî men yeşâ" olmasaydı, o vakit kul Allah'a galebe çalmış olurdu. Hâkim-i mutlak Allah'dıri dilediğini yapar yani, o manâya.
Birisi sordu, "Şeytaniyyet vesveseden ibâret midir?" dedi. Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Evet, vesveseden ibâretdir. Başka hiç bir kuvveti, kudreti yokdur İblis'in. Hattâ Şeytan rahmet-i ilâhîden kovulduğu vakitde Hakk Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerine dedi ki, "Senin izzetin hakkı içün, âdemoğullarının sağını ve solunu, önünü ve ardını alacağım ve sana giden yol üzerine oturacağım ve onları senden men edeceğim" dedi. Allah ona iki yeri unutdurdu. Biri üst, biri alt. Çünkü bir cismin altı vechesi var. Sağı, solu, altı, üstü, önü, ardı. Kul duâ etdiği vakitde elini semâya açıyor ve yüzünü yere çeviriyor.
O kadar kuvvetli ki İblis'in yaradılışı, Allah tarafından o kadar teyîdâtı var ki, eûzübillahimineşşeytânirracîm, Allah'ın ismi nerede zikredildi, orada İblis zikrediliyor ve İblis'in şerrinden Allah'a sığınılıyor. O kadar mühim. Er-Rahîm ile er-racîm arasında bir nokta var fark yani. Rahîm Allah, racîm Şeytan.
Ama işte İblis'în hilkati, kâinâtda tâamın içindeki bulunan tuz gibi, hayatın tadını veriyor, zıddiyyetle, kötülükle. Çünkü kötülükler olmasa iyilikler meydana gelmez. Gece olmasa gündüzün kıymeti bilinmez. Her şey zıddıyla kâimdir. Câhil olursa âlimin kıymeti bilinir.
www.muzafferozak.com