8 Nisan 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Hazret-i Mûsâ ile sihirbazların karşılaşması hâdisesi Kur`ân-ı Kerîm'de bir değil birkaç defa hikâye edilmişdir. Bu hâdisenin mükerreren beyân edilmesi, onda büyük ibretler ve hikmetler olduğunu göstermek içindir. O hikmetlerden biri, o meşhûr hâdisede sihirbazların Hazret-i Mûsâ'ya hemen ve hiç tereddüdsüz îmân etmiş olmalarıdır. Aynı hâdiseye şâhid oldukları halde Firavun ve avanesinin inkârda ısrâr etmeleri, sihirbazların ise ölümü bile göze alarak îmân etmeleri acabâ nasıl mümkün olmuşdur? Şimdi bunun biri zâhirde diğeri bâtında olmak üzere iki ayrı hikmetini beyân edeceğiz.
Önce şunu belirtmemiz lâzım. Kerâmet ve mucize ile sihir arasındaki mühim bir fark vardır. Kerâmet ve mucize bir şeyin hakîkaten olmasıdır, sihirde ise öyle görünmesidir. Olmak başka görünmek başka. Meselâ sihirle kumu altın zannederiz ama aslında altın değildir kumdur, kerâmetde ve mucizede ise ne görüyorsak odur.
Sihirbazların ipleri, sopaları sihir ile yılan olarak görünmüşdü ama aslında yılan olmamışlardı. Hazret-i Mûsâ'nın asâsı ise gerçekden bir ejderhâ hâline gelerek sihirbazların ne kadar ipi, sopası varsa hepsini yutmuşdu. Sihirbazların hemen îmân etmelerinin zâhîri sebebi budur çünkü onlar yapdıkları işi gâyet iyi bildikleri ve Hazret-i Mûsâ'yı da kendileri gibi usta bir sihirbaz zannetdikleri için gördükleri karşısında hiç tereddüd etmeden îmân etdiler. Sihirle yapılan işlerin bir illüzyon yani göz yanılması ve hayâlden ibâret olduğunu en iyi onlar biliyordu. Böylece anladılar ki Hazret-i Mûsâ bir sihirbaz değil, gerçekden mucize sâhibi ulu bir peygamberdi.
Gelelim bâtındaki sebebe. Bu ikinci sebebi, Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri şöyle îzâh buyururlardı :
Mûsâ aleyhisselâmın karşısına çıkan sihirbazların felah bulmasının sebebi, edebe riâyet etmelerindendir. Zîrâ Hazret-i Mûsâ'ya hürmet göstererek "Önce sen mi atacaksın yâ Mûsâ, yoksa biz mi atalım?" diyorlar. Cenâb-ı Hakk, onların bu kadarcık da olsa peygamberine hürmet göstermelerinden dolayı, onlara îmân nasîb etmişdir. Kur`ân, insanoğullarına bu edebi ta'lîm ediyor.
Okudum Kâdî vü Keşşâf u Cerîr-i Taberî
Yazmamış hiçbirisi Şeyh'den aldım haberi