Sıkça Sorulan Sorular

• Siz kimsiniz? Maksadınız nedir?
• Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin manevî mirâsını cümle âlemin istifâdesine sunmakla vazîfelendirilmiş hakir bir kul, Efendi Hazretlerinin âzâd kabûl etmez bir bendesiyim.

• Niçin isminizi gizli tutuyorsunuz?
• İsmimi gizlemekden maksadım, şöhret âfetinden kaçınmak ve riyâ tehlikesinden sakınmakdır, yoksa kimseden çekindiğim, korkduğum için değildir.

• Vakfınız, derneğiniz ya da bir toplantı mahalliniz var mıdır?
• Nâçiz hizmetimi fakîrhânemdeki küçük çalışma odamda tek başıma îfâ ediyorum. Bir vakfımız, derneğimiz filan yok. Bizim dergâhımız, gönül dergâhıdır ve herkese açıkdır ve her dâim açıkdır.

• Bir kuruluşla, vakıfla, dernekle, dergâhla irtibatınız var mı?
• Hiç bir kuruluşla, cemaatle, tarîkatla, vakıfla, dernekle, tekkeyle, dergâhla irtibatımız yokdur.

• Muzaffer Efendi adına açılmış sosyal medya hesaplarını siz mi idâre ediyorsunuz?
• Flickr, Soundcloud, Youtube ve Twitter'daki hesaplar bize âiddir, Facebook'da, Instagram'da ve diğer sosyal medya platformlarında hiç bir hesâbımız yokdur. Oralarda Efendi Hazretlerinin ismini kullanarak yayın yapan kişilerle de hiç bir alâkamız yokdur.

• Nağme-i Aşk adındaki mûsıkî kanalı size mi âiddir?
• Evet.

• Ses kayıtlarını kopyalayabilir miyiz, bilgisayarımıza indirebilir miyiz?
• Elbette, zâten bu kayıtları herkes istifâde edebilsin diye yayınlıyoruz.

• Kayıtları kendi kanalımızda yayınlayabilir miyiz?
• Hayır, buna müsaademiz yokdur.

• Buna niçin izin vermiyorsunuz?
• Birincisi, taş yerinde ağırdır. İkincisi, bu bir temsil meselesidir. Karpuz tezgahında mücevher satılmaz. 

• Size nasıl ulaşabiliriz?
• Mesajlarınızı şu adrese gönderebilirsiniz : a.n.ergur@gmail.com

• "Receb ayı tövbe ayıdır" diyorsunuz, Peki ya Receb ayı geçdiyse ne yapacağız?
• Receb ayı geçse de tövbe kapısı kapanmaz, o kapı son ana kadar açıkdır.

Hem evet, hem hayır. Bir baba çocuğunu nasıl terbiye ediyorsa aklı başında bir kişi de kendisini öyle terbiye edebilir. Allah'ın emirleri ve yasakları bellidir. Cenab-ı Hakk'ın razı olduğu işler ve sevdiği huylar da bellidir. Allah'ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak, kötü ahlakdan kurtulmak nefis mücadelesi ile mümkündür. Ne var ki insanın kendi kendisini terbiye etmesi kolay bir iş değildir. Büyük bir azim ve kararlılık ister. Bu yüzden de pek çok kişi buna muvaffak olamaz. 

Üstelik bu yolla gidilebilecek mesafe de çok değildir. İnsan bu yolla ancak nefs-i levvame ve nefs-i mülhime seviyesine kadar çıkabilir, daha ileri gidemez. Daha ileri gidebilmek için mutlaka kâmil bir mürşide ihtiyaç vardır. Bunun misali şuna benzer. Basit hastalıkları dededen kalma yöntemlerle kendi kendimize de atlatabiliriz. Fakat ciddi hastalıkları kendi kendimize tedavi edemeyiz. İyi bir doktor şartdır. Peki bir mürşide bağlı olmadan , daha doğrusu mürşide daha ermeden Hazret-i Muzaffer'in dediği ve sizin de belirttiğiniz gibi nefsimizin arzularını kısıtlamamız (riyazat yapmamız) doğru mudur?

Elbette. Zaten Allah'ın emirlerine, Peygamber'in tavsiyelerine uyan bir mü'min farkında olmadan bunu yapar. Sabah namazına kalkmak kolay mı? Ya teheccüde kalkmak. Mideyi tıka basa doldurmak mümkünken nefsini gemleyip sofradan doymadan kalkmak da nefs ile mücahedeye girer. İyice acıkmadan sofraya oturmamak, doymadan sofradan kalkmak Peygamberimizin sünneti olduğuna göre her müslümanın bu mücahedeyi yapması lazımdır. Misalleri çoğaltmak mümkündür.

Rica etsem misalleri çoğaltabilir misiniz?

Sil

Fakîr25 Aralık 2020 15:10

Oruç, zekat, hacc ve şeriatın diğer bütün emirleri hep nefse ağır gelen şeyler değil mi? Uzun yaz günlerinde, aç susuz durmak kolay iş mi? Kan ter içinde binbir zahmete katlanarak kazandığın paraya kolay kolay kıyabilir misin? Herhalde bu misaller kafi gelecekdir.

Ben bir teravih namazından sonra bir ilahi yüzünden saatlerce ağladım ama niçin ağladığımı bilmiyordum, ne günahlarım aklımdaydı ne de dualarım.

İnsandaki rûh, nefha-i ilâhidir yani Allah tarafından nefh edilmişdir. Cenab-ı Hakk, "وَنَفَخْتُ ف۪يهِ مِنْ رُوح۪ي" buyuruyor, "insana rûhumdan nefh etdim" diyor. İnsan ne kadar günahkar olursa olsun, rûh yine aynı rûhdur. Rûha hitâb eden bir sesin, bir nağmenin insanı ağlatmasının hikmeti budur.

 Hocam Allaha çok şükrediyorum. Herşeyimi dört dörtlük verdi ,geçmişte çok sıkıntılı günler geçirmiştim duamı kabul etti.Şimdi tekrar ısrarla bir dilekte bulunuyorum tam iki yıldır ısrarla bekliyorum. Bu isteğim şükürsüzlük olur mu Allah katında?

YanıtlaSil

Yanıtlar

Fakîr24 Mart 2021 01:52

Hayır şükürsüzlük olmaz ama rızasızlık olur. Rıza makamı şükür makamından yücedir. Allah'ın verdiğine razı olan, O'ndan bir şey istemez. Allah'dan nefsi için bir şey isteyen Hakk'ın taksimine razı değil demekdir.

 Abdülkerim14 Aralık 2020 21:08

bu aynulkudat denen zat velilerin büyüklerinden biri olarak gösterilen konu başlığı fakat itikadi meselelerden dolayı idam edilmiş.....siz ne dersiniz bu duruma

Sil

Fakîr15 Aralık 2020 01:04

Nice Allah dostları sözleri anlaşılmadığı için tekfir edildiler, bazıları asıldı, bazıları sürgün edildi, bazıları zindanlara atıldı. Hallac-ı Mansur'u duymadınız mı? Ya İsmail Maşuki? Ya Niyazi Mısri? Bugün de aynı şeyi görüyoruz. Şeyhü'l Ekber gibi ululardan ulu bir zâtı tekfir edenler çıkabiliyor, Hazret-i Mevlânâ gibi yücelerden yüce bir veliyyulaha hakaret edenler görülüyor.

 pu30 Temmuz 2020 19:45

Selamün aleyküm. Bu zatlar bu mesleklere nasıl yönlenmişlerdir? Biz uygun meslek seçimini nasıl yapabiliriz?

YanıtlaSil

Fakîr31 Temmuz 2020 01:44

Aleykümselam, Kendinize bir meslek seçerken, önce kabiliyetlerinize bakmanız lazım. Nelere istidadınız var? İkincisi gönlünüz neden hoşlanıyor, hangi işi daha çok seviyorsunuz? Çünkü insan sevmediği işi yaparsa hayat zindan olur. Üçüncüsü seçeceğiniz meslek insanlara faydalı bir iş mi? İşinizi yaparken halka hizmet niyetiyle yaparsanız yaptığınız iş ibadet yerine geçer.

Kul12 Haziran 2020 13:06

Bu duaların niye sayısı var birtanecik okusam inanarak veya her aklıma geldiğinde okusam olmaz mı

YanıtlaSil

Yanıtlar

Fakîr12 Haziran 2020 15:08

İlaçları niye sayıyla, dozajla veriyorlar, hiç düşündünüz mü, istediğimiz kadar içsek olmaz mı?

SORU

Bir kitapta oruç tutma sebebimizin güzel ahlak ve Allah'a yakın olmak olduğunu okumuştum. Yükselmek, tutmak. Oruç, miraç da mı benzer manadadır acaba?

CEVÂB

Çok doğru, çünkü oruçda 'urûc vardır. Yemek, içmek, uyumak gibi nefsani ve bedeni hazlar insanın maddî kısmına hizmet eder. Bunlar insanı ağırlaştırır, ağırlaşan insan alçaldıkça alçalır. Bedene ağırlık veren şeylere ket vurulunca, yani nefs dizginlenince, insan hafifler, hafifledikçe de yükselir.

Efendim bazı tarik ehli insanlar mürşidsiz ayetlerin ve esma zikirlerin zikir gibi fazla tekrarlanırsa zarar olunacağı (hüddam gelmesi zarar vermesi vb.(havas ilmi gibi) olacağını söylüyorlar.Fakir ise tarik ehli değil bende bazı isteklerim için 40 defa okusam veya 1000 defa okusam bir zarar olur mu?.

YanıtlaSil

Fakîr7 Mart 2021 01:23

Hayır, olmaz. Allah'ı zikretmek için kimseden izin almaya gerek yokdur. İnsana zarar verebilecek olan zikir, tahammül ölçüsünün üstünde yapılan zikirdir. Mesela bir kimse günde 50 bin defa Allah dese kafayı oynatabilir. Hatta Allah'ı zikretmese de başka bir şey dese mesele günde 50 bin kere çivi dese yine kafayı oynatır.

YanıtlaSil

Anonymous6 Mart 2021 13:01

Allah anlatanlardan aktaranlardan yazanlardan ve okuyanlardan razı olsun 2 cihanda Aziz eylesin.Efendim bazı tarik ehli insanlar mürşidsiz ayetlerin ve esma zikirlerin zikir gibi fazla tekrarlanırsa zarar olunacağı (hüddam gelmesi zarar vermesi vb.(havas ilmi gibi) olacağını söylüyorlar.Fakir ise tarik ehli değil bende bazı isteklerim için 40 defa okusam veya 1000 defa okusam bir zarar olur mu?.

YanıtlaSil

Fakîr7 Mart 2021 01:23

Hayır, olmaz. Allah'ı zikretmek için kimseden izin almaya gerek yokdur. İnsana zarar verebilecek olan zikir, tahammül ölçüsünün üstünde yapılan zikirdir. Mesela bir kimse günde 50 bin defa Allah dese kafayı oynatabilir. Hatta Allah'ı zikretmese de başka bir şey dese mesele günde 50 bin kere çivi dese yine kafayı oynatır.

YanıtlaSil

 Anonymous24 Ağustos 2020 13:42

Efendi Hazretlerinin seyri sūluk ta yapılmasıni istediği zikirleri ve tesbihatları konusunda birazdaha ayrıntılı bilgi verebilirmisiniz? Allah hepinizden Razı olsun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.

YanıtlaSil

Fakîr24 Ağustos 2020 19:59

Her dervişin dersini kendi mürşidi takdir eder. Yani herkesin kullanabileceği tek bir reçete yokdur. Mürşide erişemeyenlere tavsiye edilen zikir, Kelime-i Tevhid, İstiğfar ve Salât ü Selamdır. Efendi Hazretleri de, bütün büyük mürşidler de hep böyle tavsiye etmişlerdir.

Ömer Hüseyin22 Aralık 2018 00:28

Selamun Aleyküm;

Hocam bir şey soracaktım bu konuda: bir kısım alimler esma-i hüsna,salavat-ı şerife ve bazı duaların okunması,tesiri için “icazet” şartı var diyorlar. Bu gerekli midir, gerekli icazetler nereden alınabilir? Hayırlı çalışmalar,Allah’a emanet olun

YanıtlaSil

Yanıtlar

Fakîr25 Mart 2019 03:28

Aleykümselam verahmetullah,

Zikrullah için kimseden izin almaya gerek yokdur. Her müslüman güzü yettiği kadar zikretmeli, salat ü selam okumalı, istiğfar etmelidir.Dua için de bir hudud yokdur. Kafaları karıştıran mesele şudur ki ehl-i tarik olanlar, mürşidlerinin verdiği derslerden başka bir şey yapamazlar, rastgele zikir veya evrad okuyamazlar. Bu da tıpkı belli bir müfredata göre eğitim gören talebenin, kendi derslerinden başka şeylerle meşgul olmamasına benzer. Çünkü kendisine gerekli olmayan şeylerle meşgul olursa derslerinden geri kalır.

Sil

Yanıtla

Zeki Üsten7 Kasım 2020 05:56

Selamünaleyküm,Üstadım bende ders almak, vird çekmek isterim yardımcı olursanız sevinirim, nereden başlamalı, selam ve dua ile

YanıtlaSil

Zeki Üsten7 Kasım 2020 05:56

Selamünaleyküm,Üstadım bende ders almak, vird çekmek isterim yardımcı olursanız sevinirim, nereden başlamalı, selam ve dua ile

YanıtlaSil

Yanıtlar

Fakîr7 Kasım 2020 16:05

Kelime-i Tevhid zikrine devam et, bunun yanında istiğfar ile salat ü selamı da ihmal etme. Bu üçü sana kafi gelir. Bunlar için aded sınırı yokdur ama ille de adede bağlamak istersen her gün 500 tevhid, 100 istiğfar, 100 salavat oku.

Soru : Bir arkadaşım beni mürşide davet etmişti, bazı sebeplerden dolayı gitmek istemedim, gönlüm de rahat değildi açıkcası. Kişi böyle bir daveti kabul etmediğinde direk cehennemlik mi olur? Ben mürşid-i kamillerin hakikatini inkar etmiyorum çok şükür fakat gitmek istemedim mutmain olmadı kalbim. Nasibim nerede ise oraya gidicem dedim.

Bir de, kişi şerîatdan ayrılmasa elinden geldiğince şerîat kapısında dursa, mürşidi olmasa bu âhiretini kötü yapar mı? Bazı kimseler ne kadar ibadet etsen de mürşidin olmadan olmaz filan deyip aklımı karıştırıyorlar.

Cevâb : Kalbinin sesini dinlemekle iyi yapmışsın, çünkü bu işin başı da sonu da hep muhabbetdir. Gönlünün akmadığı bir mürşidden istifade edemezsin. Gerçek mürşidler o şekilde davet etmezler, onların daveti manevi yolla olur, yani ya bir rüya görürsün ya da o zatın muhabbeti kalbine düşer. Tarikata davet partiye ya da futbol kulubüne adam çağırır gibi olmaz. 

Tarikat her kula nasib olmaz. Hele bugün bu iş iyice zorlaşmışdır. Tarikata girmemiş olan nice salih müminler vardır. Bir kimse tarikata girmeden de Allah rızasını elde edebilir.