26 Şubat 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Koca Râgıb Paşa, sohbetinden çok hazzedeceğini bildiği halde Haşmet'i pâdişâhın huzûruna hiç çıkarmazmış... Korkusu da Haşmet'in huzûrda yüzsüzlük yapıp bir şeyler istemesi ve bu yüzden pâdişâha mahcûb olmakmış...Haşmet ise son derece zekî, kabına sığamayan ve kendisini göstermek isteyen kâbiliyyetli bir delikanlı olduğu için Paşa'ya "Paşa Hazretleri, beni neden hiç huzûra götürmüyorsunuz?...Pekâlâ siz de biliyorsunuz ki sözümle, sohbetimle, pâdişâhı eğlendirir, hoşnûd ederim..." diyerek huzûra çıkabilmek için hep ısrar edermiş...Koca Râgıb Paşa da ona cevâben "Ben seni bilmez miyim hiç!?...Sen rahat durmazsın, mutlakâ bir patavatsızlık yapar beni mahcûb edersin" der ve geçiştirirmiş...
![]() |
Sultan 3. Mustafa Hân |
Paşa, Haşmet'i pâdişâha takdîm etmiş...Pâdişâh Haşmet'in nüktelerinden ve sohbetinden çok memnûn olmuş, hattâ hayrân olmuş...Paşa'ya "Yâhû neden daha önce getirmedin bu delikanlıyı?" diye tatlı tatlı sitem bile etmiş...Meclisin dağılma zamânı gelip de vedâ sırası Haşmet'e gelince, kimsenin tahmîn edemeyeceği şu sürprizi yapmış :
Pâdişâhım! Biz buraya gelirken Paşa Hazretleri, sizden bir şey istemeyeyim diye bendenize Kur`ân'a el bastırıp yemîn ettirdi...Ben de yemînime sâdık kaldım ve sizden hiç bir şey istemedim...Merâk ettiğim şu ki, size de "Haşmet'e bir şey vermeyeceksiniz" diye yemîn mi ettirdi?...
Pâdişâh, Haşmet'in zekâsına ve nüktedânlığına bir kere daha hayrân olmuş ve yüklüce bir ihsânda bulunmuş...Koca Râgıb Paşa'nın Haşmet'le ilk karşılaşmasını ve zekâsına hayrân olarak onu himâyesine almasının hikâyesini de yine Efendi Hazretlerinin eşsiz anlatımı ile aşağıdaki sohbet kaydından dinleyebilirsiniz...