Sôfîlerin Abdesti

7 Ekim 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Sôfiyyeye göre abdest, iki cihânın muhabbet ve fikrinden âzâde olmak, hem dünyâyı hem ukbâyı kalbinden çıkarmakdır. Bu yüzden büyük bir velî şöyle buyurmuşdur :

Ehl-i dünyâ dünyâda 
Ehl-i ukbâ ukbâda
Her biri bir sevdâda 
Bana Allah'ım gerek

Ehlullah hazerâtı, ukbâdan veya dünyâdan kalblerine bir şey gelirse abdestlerini bozulmuş kabûl ederler. Büyük velîlerden biri, "Namazda aklımıza dünyâdan bir şey gelirse guslümüz, âhiretden bir şey gelirse abdestimiz bozulur" demişdir. Cenâb-ı Pîr Muhammed Bahâüddin Nakşibend Hazretlerine "Guslü ne bozar?" diye sorulunca Hazret, "Sizin guslünüz, cinsî münâsebetde bulununca veya rüyada ihtilâm olunca bozulur, bizimki ise bir an bile olsa Allah'ı unutursak bozulur" buyurmuşlardır.

Abdest uzuvlarını üç kere yıkamak sünnetdir. Bu sünnet-i seniyyenin bir çok hikmetleri vardır. Bu hikmetleriden birini "Abdest Neyi Temizler" başlıklı yazımızda yazmışdık. Burada da diğer bir hikmetini zikredelim. Abdest alırken uzuvları üç kere yıkamak, tevhîdin mertebelerine işâretdir zîrâ mâsivâdan el çekmek, tevhîd-i ef'âl, tevhîd-i sıfat ve tevhîd-i zât mertebelerine erişmekle olur.

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Ey âşık-ı sâdık! Zâhirini ve bâtınını dâima abdestli bulundur. Zâhir abdesti, şer'-i şerîf tabiriyle, vücûdun tahâret-i kâmile üzere bulundurulmasıdır. Bâtın abdesti ise, kalbin dünyâ muhabbetinden, dünyâ hırs ve heveslerinden arınıp paklanmasıdır.
Sôfîler, dâimâ abdestli bulunmayı tarîkat-ı aliyyenin şartlarından sayarlar zîrâ her an abdestli olmak her an ibâdete ve zikrullaha hazır olmak demekdir. Bir kısım sôfîler devamlı abdestli olmak husûsunda o derece titiz davranmışlardır ki, abdest bozdukları mahalden, abdest alacakları yere gidene kadar geçecek olan kısacık sürede bile abdestsiz bulunmamak için hemen oracıkda teyemmüm ederlerdi. Lisanımızda darb-ı mesel olarak kullanılan "Abdetsiz yere basmamak" sözü buradan gelir.

Uzuvlara göre abdestin remzlerinden bazıları da şunlardır :

  • Sağ el bâtına ve âhirete, sol el zâhire ve dünyâya işâretdir. Elleri-kolları yıkamak dünyâ ve âhiret muhabbetini kalbden çıkarmaya remzdir.
  • Yüzü yıkamak, mâsivâdan yüz çevirmeye ve yüzünü Hakk'a çevirmeye remzdir.
  • Başa mesh etmek Allah yolunda şehâdete ermeye yani nefsi fedâya işâretdir. Nasıl ki bildiğimiz şehâdet, düşmana karşı gazâda kelleyi vererek oluyorsa, ma'nevî şehâdet de gazâ-yı ekber ile nefsi fedâ ederek elde edilir.
  • Ayakları yıkamak, enâniyyetden yani benlikden kurtulmaya remzdir.
İşte, sôfîlere göre abdestin hakîkati budur.

Âb-ı tevhîd ile dilden mâsivâ nakşını yu
"Mâ hüve'l maksûd" olan Hû'dur iki âlemde Hû
Listeye geri dön