Somuncu Baba'nın Molla Fenârî'ye Yazdırdığı Fâtiha Tefsîri

26 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

İlim
Mürşid-i azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin lutfettiği eşsiz hikâyelerden biri de budur :
Yıldırım Bayezid Han, Bursa'daki Ulu Câmiyi yaptırdığı zaman, açılış merâsiminde bulunup duâ etmesi için dâmâdı Emîr Sultân Hazretlerinden ricâda bulunmuş. Emîr Sultân Hazretleri, pâdişâhın bu ricâsına karşılık "Burada benden daha büyük bir zât var, o varken ben kürsüye çıkamam, su varken teyemmüm bâtıl olur" demiş. Pâdişâh, "Kimdir o zât?" diye sorunca Emîr Sultan, "Hamîdüddîn Aksarâyî Hazretleri'dir, O'na Somuncu Baba derler" demiş. Pâdişâh Somuncu Baba'ya haber göndermiş ve câminin açılışına gelmesini ricâ etmiş, Somuncu Baba da kabûl etmiş. 
Açılışın yapılacağı gün, Hamîdüddin Aksarâyî Hazretleri kürsüye çıkmış ve Sûre-i Fâtiha hakkında konuşmaya başlamış. Kur`ân'ın yedi harf üzerine nâzil olduğunu söyleyip Fâtiha'ya yedi türlü ma'nâ vermiş. İlk verdiği ma'nâyı avâmı, havâssı, âlimi, câhili herkes anlamış. İkinci verdiği ma'nâyı biraz ders görenler anlamışlar. Üçüncü verdiği ma'nâyı ciddi olarak ilim tahsîl edenler anlamışlar. Dördüncü ma'nâyı âlimler anlamışlar. Beşinci ma'nâyı ilimde rüsûh bulanlar anlamış. Hazret, Fâtiha'ya altıncı ma'nâyı verdikden sonra, "Bunu bir tek şu direğin arkasındaki zât anlar" demiş. Meğer direğin arkasında kendisini gizlemekde olan zât devrin en yüksek rütbeli âlimi ve o devrin şeyhülislâmı olan Molla Fenârî Hazretleri imiş. Hazret, yedinci ma'nâyı verdikden sonra da "Bunu da fakîrden başka kimse anlamaz" buyurmuşlar.
Somuncu Baba'nın bu duyulmamış yedi katlı Fâtiha tefsîrini dinleyen Molla Fenârî Hazretleri hayretler içinde kalmış. Kendisi bu kadar âlim olduğu halde ve Arapça'nın sarf, nahiv, bedî', beyân, belâgat ve lugat gibi bütün ilimlerine vâkıf olduğu halde daha önce hiç bir eserde okumadığı ve hiç bir hocadan duymadığı bu yedili tefsîre hayrân olmuş. Hemen yanındakilere kürsüdeki zâtın kim olduğunu ve onu nerede bulabileceğini sormuş ve açılış merâsimi bittikden sonra doğru Somuncu Baba'nın dergâhına doğru yola koyulmuş. Niyeti kendisinde olmayan bu yüksek ilmi ondan tahsîl etmek imiş. Fakat kendisi yüksek rütbeli bir din adamı olduğundan, kendisini kimse görmemesi için, Somuncu Baba'nın zâviyesine arka yollardan gizlice gitmiş. 
Molla Fenârî, tekkeye geldiğinde, dergâh fukarâsının da Somuncu Baba'yı beklediklerini görmüş. O da dervîşlerin arasına karışmış ve hasırlardan birinin üzerine dervîşlerle berâber oturmuş ve şeyhin gelmesini beklemiş. Bir müddet sonra Hazret-i Şeyh gelmiş ve Molla Fenârî'nin gâyet gösterişli yaldızlı resmî kıyâfeti ile fukarâ ile birlikte hasır üstünde oturduğunu görünce çok hoşuna gitmiş ve "Oooo Müftü Efendi Hazretleri hoş geldiniz" diye kendisini selâmlamış ve hâl-hatır sormuş. 
O devirde şeyhülislâm yerine "müftî" ya da "müftiyyü'l-enâm" ünvânları kullanılırmış. 
Somuncu Baba Hazretleri, "Sizin böyle tevâzû edip dervîşlerimle bir arada oturmanız çok hoşuma gitti" dieyerek iltifât buyurunca Molla Fenârî "Aman efendim estağfirullah, elbette otururuz" diyerek cevap vermiş. Hazret, "Teşrîfinizin sebebi nedir?" diye sorunca Molla Fenârî, "Efendim bugün Câmi-i Şerîf'de dersinizi dinlemek bahtiyarlığına nâil oldum. İlminize hayrân oldum, bendeniz de bu ilme tâlibim. Fakîre lutfedip himmet buyursanız da, bizi de bu esrar-ı ilâhîye mazhar kılsanız" demiş.
Hazret-i Şeyh, buyurmuşlar ki, "Bizim vazîfelerimiz biraz ağırcadır. Îfâsı oldukça müşkildir. Siz yapamazsınız" demiş. Molla Fenârî, "Efendim, gayret ederim, elimden geleni yaparım, lutfedin" diyerek ısrâr etmiş. Bunun üzerine Hazret-i Şeyh, "Peki o zaman, bu kıyâfetinle benim merkebime binip Bursa'yı başdan aşağı dolaş, sarayın önünden de mutlaka geç, sonra yanıma gel. Eğer bunu yapabilirsen, bu ilmi sana öğretirim" buyurmuşlar. 
Molla Fenârî, hiç beklemediği bu teklîf karşısında şaşırmış, bir müddet düşünmüş ve nefsine ağır geldiği için bunu yapamayacağını itirâf etmiş. Hazret-i Şeyh, "Ben sana yapamazsın demedim mi?" buyurmuşlar ve "Biz seni yine de boş göndermeyelim. Sen mâdemki tenezzül edip benim dervîşlerimle şurada aynı hasır üstünde oturmak tevâzuunu gösterdin. Var git ve bir Sûre-i Fâtiha tefsîri yaz" diyerek büyük bir lutufda bulunmuşlar.
 
Hazret-i Şeyh'in kendisine ma'nevî bir lutufda bulunduğunu anlayan Molla Fenârî, teşekkürünü ifâde etmek için cebincen bir kese altın çıkarıp "Lütfen bu keseyi kabûl buyurunuz, buradaki dervîşânın ihtiyâcı için harcarsınız" demiş. Hazret-i Şeyh, hiç tereddüt etmeden  "Biz bu parayı alamayız" diyerek bu teklîfi reddetmiş. Molla Fenârî, Somuncu Baba'yı iknâ etmek için "Efendim, içiniz rahat olsun, bu para benim şahsî servetimdendir, babamın çiftliğinden gelen paradır, devletden aldığım maaşdan değildir" diyerek ısrâr edince Şeyh Efendi "Peki öyleyse, bir deneme yapalım" demiş ve dervîşlerinden birine emir vermiş "Al bu parayı biraz arpa ve saman al da gel. Bizim karakaçana bir ziyâfet çekelim" demiş. Dervîş çarşıya gitmiş, arpa ile samanı almış, dergâha getirmiş ve hayvanın önüne  koymuş. Hazret-i Şeyh'in karakaçanı önüne konulan arpayı ve samanı şöyle bir koklamış ve yemeğe tenezzül etmemiş. Üstelik arkasını dönüp bir de üstüne işemiş. 
Hazreti Şeyh, Molla Fenârî'ye dönerek, "Müftü Efendi! Sen bu para helal paradır diyorsun ama bak sen de gördün, bizim karakaçan bile bu parayla alınan yemi kabûl edip yemedi. Nerede kaldı ki, biz bu parayı dervîşlerimize yedirelim" buyurmuşlar. Molla Fenârî, gözleriyle gördüğü bu hâdise karşında hayretler içinde kalmış ve çok mahcûb olmuş.
Fâtiha tefsîrine gelince...Molla Fenârî, bu hâdiseden kısa bir müddet sonra,Somuncu Baba'nın tek bir nazarı ile eşsiz bir Fâtiha Tefsîri yazmış. Muzaffer Efendi Hazretleri "Aynü'l-a'yân" ismindeki bu Arapça tefsîrin pek âlimâne olduğunu söyler ve anlaşılmasının zorluğunu beyân için "demir leblebi gibidir, dişin sağlamsa oku" buyururlardı. Muzaffer Efendi Hazretleri bazen bu hikâyeyi anlattıkdan sonra buyururlardı ki :
Molla Fenâri, Hazret-i Şeyh'in teklîfini kabûl ederek, o merkebe binip şehirde dolaşsaydı, acaba nasıl bir ilme nâil olurdu? Bir nazar ile yazılan tefsîr bu derece belîğ olursa, tam bir teveccühle yazılanın nasıl olacağını sizin irfânınıza bırakıyorum.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön