Herhalde farketmişsinizdir ki bizim bu sorudan kasdımız elbette fıkhî bir hükmü gündeme getirmek değildir...Asıl kasdımız bu cümlenin mecâzen ifâde ettiği ma'nâ üzerinde tefekkür ederek bazı hakîkatleri izhâr etmekdir...SU ve TORPAK türlü türlü teşbîhlere konu edilebilir...Biz şimdilik sâdece şu iki teşbîh ile yetinelim...
Ehlullah Hazerâtı, onların sözleri ve eserleri SU hükmündedir, ma'nevî temizlik bunlarla sağlanır...Ehlullah ve âsârı ortada duruken hiç TOPRAK hükmünde olan adamlardan ve onların sözlerinden, eserlerinden meded umulur mu? Haydi SU hükmünde olan bir velîyi bulamadık diyelim, eğer TEYEMMÜM niyetiyle TORPAK arıyorsak o toprağın mutlakâ temiz olması şartdır...Hiç kirli, necis TOPRAK ile TEYEMMÜM olur mu?
Hâzik bir hekim SU gibidir, bir hastalığın tedâvîsi için ona mürâcaat edilir...O hekim bulunamıyorsa, onun yardımcısı veya ehil bir talebesine müracaat edilebilir...Bu da TEYEMMÜM yerine geçer...O hekim ortada dururken talebesinden, yardımcısından meded uman câhil ya da gâfil değildir de nedir? Daha da beteri, o hâzik hekime ulaşamıyorum diye sahte diploma ile doktorluk yapan birinden yardım istemekdir ki, bu da pis toprakla TEYEMMÜM etmek gibidir...
Görenedir görene! Köre nedir köre ne!...