Süleyman Peygamber Hüdhüd'e Ne Cezâ Verecekdi?

25 Mart 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet


وَتَفَقَّدَ الطَّيْرَ فَقَالَ مَا لِيَ لَا أَرَى الْهُدْهُدَ أَمْ كَانَ مِنَ الْغَائِبِينَ
لَأُعَذِّبَنَّهُ عَذَابًا شَدِيدًا أَوْ لَأَذْبَحَنَّهُ أَوْ لَيَأْتِيَنِّي بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

Yukarıdaki âyetler Sûre-i Neml'in 20. ve 21. âyetleridir. Bu âyetlerde, Süleyman aleyhisselâm, bir sefer sırasında bir iş için görevlendireceği Hüdhüd'ü göremeyince, celâllenir ve eğer kaçıp gittiyse ona çok şiddetli bir cezâ vereceğini beyân eder. Muzaffer Efendi Hazretleri bu âyetde Süleymân aleyhisselâmın Hüdhüd hakkında söylediği "azâben şedîdâ/şiddetli azâb" ifâdesini şu şekilde tefsîr ve îzâh buyurmuşlardı :
Hiç koskoca bir peygamber, günâhsız bir kuşa işkence eder mi? Ne olursa olsun, bir peygambere bu şekilde muamele etmek aslâ yakışmaz. Hüdhüd'ün suçu sâbit olduğu takdirde, Süleymân aleyhisselam ona ne cezâ verecekdi biliyor musunuz?...Onu başka cins kuşların arasına koyacakdı. Çünkü dünyâda en büyük azâb, kendi meşrebinden olmayanlarla bir arada olmakdır.
Cihânda cennetü'l me'vâ muvâfık yâr ile hemdemdir
Muhâlif şahsa yâr düşmek bu 'âlemde cehennemdir
Listeye geri dön