Sultan Mahmud'un Nargile Tiryâkisi Türbedâra İftar Vakti Yaptığı Şaka

11 Haziran 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Tiryaki
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri anlatmışlardı :
Sultan Mahmud Han, musâhibi Said Efendi'ye demiş ki, "Said" demiş, "hiç Ramazan tiryâkisi var mı bildiğin, gidelim kızdıralım" demiş. Çocukluğu tutmuş pâdişahın. "Vallâ pâdişahım, cennetmekân mübârek peder-i âlînizin türbedârı tiryâki bir adamdır, istesen gidelim kızdıralım" demiş. "Peki haydi gidelim" demiş. Birinci Abdülhamid Hân, cennetmekân, onun türbedârı. Pâdişahla beraber Said Efendi, akşamüstü tebdîl kıyâfet, işleri yok, sarayın arka kapısından çıkmışlar, oyun çıkaracaklar, doğru türbeye. Evvelâ Said Efendi içeri girmiş. Türbedar nargile tiryâkisi, hazırlanıyor. Bir saat evvel başlamış adam hazırlanmaya. Tömbekiyi sıkıyor, koyuyor. Takıyor, olmuyor, çıkarıyor. Bir daha yapıyor filan, vakit geçsin diye. Said Efendi süratle içeri girip, "Pâdişah geliyor!" demiş. Adam hop kalkmış ayağa. Sultan içeri girmiş, başlamış dolaşmaya. Aşağı yukarı dolaşıyor. "Sen burada ne yapıyorsun bakayım?". "Şevketli pâdişahım, ben türbedarım burada". "İyi de ne yapıyorsun burada, nedir türbedarlık, türbedarlığın manâsı nedir, onu anlayamadık? Cenâze mi kalkıyor yerinden, nedir? Ölene hizmet mi ediyorsun?". "Evet efendim, sabahleyin kalkarım, türbeyi süpürürüm, Kur`ân-ı Kerîm okurum, hatim okurum, Buhârî vakfı var burada, Buhârî-i Şerîf okurum, Şifâ-i Şerîf okurum". "Ama bak süpürürüm diyorsun ama şuraya bak, bak toza bak, görüyor musun tozu, hııı, gördün mü tozu?". Mıcır çıkarıyor, damarına basıyor. "Bak bak toza bak, bak, sil bakayım burayı, sil". "Sileyim efendim", hemen siliyor. O taraf gidiyor, "Burada da toz var, buraya gel, gel gel gel, sil bakayım buraları da". Zavallı türbedar koşuyor, orayı da siliyor. Oraya buraya derken, sandukanın önüne gelmişler. "Destâr-ı şerîfi kim sardı?" demiş, "böyle destar sarılmaz, pâdişah destarı böyle sarılır mı, eğri büğrü! Kim sardı bunu!". "Efendim bendeniz sardım". "Sök! Yeniden sar!". "Aman pâdişahım, bu üç saatden aşağı sarılmaz, şimdi top yaklaşdı, on beş dakîka var topa, bırak şu top patlasın, ondan sonra sarayım". "Hayır! Şimdi saracaksın!". Türbedara olanlar olmuş ve türbedar kalkmış ayağa, elini beline koymuş. "Pezevenk baban on beş dakîka sonra selamlığa mı çıkacak! Namazdan sonra olsa ne olur!". Pâdişah kahkahayı koyvermiş ve hemen çıkmış türbeden.  Tabii top patlamış, türbedarın da dudağı patlamış. Sonra sultan bir torba altun göndermiş, demiş, "Bu hâdiseyi dışarıda yaymasın, orada Sultan Mahmud Han yokdu, arkadaşı vardı, şaka yapdım" demiş.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön