Sultâna Sırdaş Olmak

Sultâna sırdaş olacak kadar yakın olmak isteyen bir kimsenin, bu yolda çok zahmet çekmesi gerekir. Zîrâ bu yola giren kimse, bin türlü derd ve belâ ile karşılaşır, gerek merd gerek nâmerd, bir çoklarının acı sözlerine, incitici tavırlarına hattâ hakâretlerine marûz kalır. Sultâna yaklaşmak isteyen kimse, bütün bu derdleri sabr-ı cemîl ile ve güleryüzle karşılayıp hizmetinden geri kalmamalıdır ki murâdına nâil olabilsin. Sultâna sırdaş olmak isteyen, kendisine yapılan her türlü ezâya ve cefâya sabrettiği gibi vazîfelerini de hiç ihmâl etmemeli, hizmetde kusûr etmemeli, tembellik ve bıkkınlık alâmetleri göstermemelidir. Ne var ki insanların ancak binde biri bunu yapabilir. Buna muvaffak olan yani sultânın güvenini kazanıp onun yakınlığını elde eden kimse, o güne kadar çektiği bütün zahmetleri unutur. Yıllarca katlandığı bütün meşakkatler ve yaptığı bütün fedâkârlıklar, yerini büyük bir i'tibâra, ikrâma, râhata ve dostluğa bırakır. Sultânın musâhibi ve sırdaşı olan kimse, artık dâimâ sultân ile birlikte olduğu için, hayâtı hep zevk u safâ ile geçer. Hakk'a vuslat yolunda sülûk eden sâlikin hâli de tıpkı bunun gibidir.