Suya Kerpiç Atan Adam

20 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

Hazret-i Mevlânâ Mesnevî-i Şerîf'de buyuruyorlar ki :

Irmağın kıyısında yüksek bir duvar vardı, duvarın üstündeyse derdli bir susuz. Bu duvar onun suya ulaşmasına mâni oluyordu. O, tıpkı balık gibi su için çırpınıyordu. Birden bire suya bir kerpiç atdı. Suyun sesi kulağına bir sesleniş gibi geldi. Tatlı yârin seslenişini andıran su sesi, onu bir şarap gibi sarhoş etdi. Susuzlukla sınanan adam, su sesinin verdiği zevkle duvardan kerpiç koparıp atmaya devâm etdi. Su, aslında ona, "Bana kerpiç atmanın ne faydası var" diye sesleniyordu. 
Susuz adam dedi ki, "Bundan bana iki fayda var ve bu yüzden bu işden vazgeçecek değilim. Birinci fayda, suyun sesini dinlemekdir.  Çünkü bu, susuzlar için mûsıkî gibidir. Onun sesi, İsrâfil'in sesine benzer. Bununla ölüler dirilir. Ya da onun sesi, bahar günlerinde bahçeye bir çok güzellikler katan gök gürültüsü gibidir. Yâhud fakir için zekat günlerinin duyuruluşu ya da mahpusa hapisden kurtuluş haberinin gelişi gibidir. Veya Rahmân'ın Yemen'den Muhammed'e doğru ağızsız olarak gelen nefesi gibidir. Ya da âsîye Ahmed Peygamber'den gelen şefâat kokusu gibidir. Yâhud güzel Yûsuf 'un mahzûn Yakûb'a gelen kokusu gibidir. İkinci faydası ise şudur. Bu duvardan her kerpiç kopardığımda akarsuya doğru biraz daha yaklaşmış oluyorum. Yüksek duvardaki kerpiç azaldıkça duvar biraz daha alçalır. Duvarın alçalması yakınlaşmak, duvardan kerpiç koparılması da kavuşmaya çâre demekdir. Kerpiç koparmak secde demekdir. 'Secde et ve yaklaş' denildiği üzere, secde yakınlaşma sebebidir. Bu duvar yüksek oldukça eğilmeye engeldir. Bu toprak bedenden kurtulmadan âb-ı hayâta secde edemem". 
Duvarın başında, daha susuz olan, kerpiçleri daha çabuk koparır. Su sesine daha âşık olan, duvardan daha büyük kerpiçler koparır. O, suyun sesinden boğazına dek şarapla dolar. Başkasıysa “cumburlop” sesinden başka bir şey duymaz.

Geçmiş günlerini iyi değerlendirip borcunu ödeyene ne mutlu. O günlerde onun gücü kuvveti, sağlığı ve cesareti yerindedir. Gençlik, bir bahçe gibi yeşil ve taze olup hiç sakınmadan meyve ve ürün verir. O dönemde güç ve arzu çeşmeleri akar ve beden toprağı bu sayede yeşerir. Bakımlı, tavanı yüksek, sütunları düzgün ve eksiksiz bir evdir gençlik. Yaşlılık günleri gelip çatıp da hurma lifinden iple boynu bağlanmadan önce borcunu ödeyene ne mutlu. Yaşlanınca toprak çoraklaşır, gevşeyip sarkar. Çorak yerde asla güzel bitki yeşermez. Güç suyuyla arzu suyu kesilir. O, kendinden de başkalarından da faydalanamaz. Kaşları paldım gibi aşağı kayar, gözleri iltihaplanıp görmez olur. Yüzü, buruşukluktan kertenkele sırtına döner. Konuşamaz, tat alamaz, dişleri kesmez. Vakit geç, beden kötürüm, yol uzun. Tezgah yıkık, çalışacak hal kalmamış. Kötü huyun kökleri sağlamlaşmış ve onları koparacak güç kalmamış.

Listeye geri dön