24 Kasım 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Gene size bir acîb haber vereyim ki, Tâ-Sîn-Mîm âyet-i celîlesinin ki bu müteşâbihâtdır, bunun tefsîrinde, ki yerlerini de gösterebilirim, birisi İbn Kesîr Tefsîri ve Tefsîr-i Taberî, arzu edenlerin aynı âyetin tefsîrine bakmalarını ricâ ediyorum. Bir zât, İbn Abbâs'a geldi, dedi ki, "Efendim, Kur`ân-ı Kerîm'in bazı sûrelerinin başlarında müteşâbihât var, yani Elif-Lâm-Mîm, Elif-Lâm-Râ, Tâ-Sîn-Mîm, Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sad gibi. Bunların ma'nâlarından bize haber verir misiniz, ezcümle Tâ-Sîn-Mîm ne demekdir?". İbn Abbas ona dedi ki, "Seni alâkadar edecek bir ma'nâ yok orda, senin işin değil o, sen git, Allah'ın kitâbını oku, emirlere ve nehiylere ve duâlara bak, kıssaları oku, ibret al. Senin bu işi anlaman lâzım değil". O adam mahzûn oldu ve İbn Abbâs'ın huzûrundan ayrılırken, İbn Abbâs'ın yanında bulunan Huzeyfetü'l-Yemânî ki Peygamber'in sırdaşı idi, o dedi ki, "Gel, gel, ben sana anlatayım onu, hadi bir parça öğren. Bir şehir olacak, yani bir şehir yapılacak. O şehrin ortasından bir nehir akacak, o şehri ikiye ayıracak, kıyâmete yakın bir zamanda, Peygamber'in sülâlesinden Abdülilâh nâmında bir zât, bu zâtı katledecekler, sonra onu katledenleri de sabaha karşı ateş gelip yakacak yani onları da sabaha karşı silahla katledecekler"
O zâta bu haber verildiği vakit, ne Bağdad şehri vardı, yokdu şehir filan hiç bir şey, Bağdad'ı sonradan imâr etdiler, Abbâsîler bir Bağdad şehri ortaya koydular ve netekim de 1958 senesinde, Peygamber sülâlesinden Abdülilâh katlolundu ve Faysal katlolundu ve onu katleden Kâsım'ı da sabaha karşı aynen ateşle katletdiler. Bu kıssa yukarıda isimlerini saydığım Taberî ve İbn Kesîr tefsîrlerinde mevcûddur ki vaktiyle yazılmış yani bundan bin sene evvel yazılmış tefsîrdir.
Bunun gibi nice esrâr-ı ilâhî, Kur`ân'da mevcûddur, ama anlayana, görene, köre ne!