Tâc-ı Şerîf ve Remzleri

21 Ekim 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

İrşad
Tâc, tarîkat-ı aliyyeye mahsûs kıyâfetlerden biri olup, seyr-i sülûkde belli bir mertebeye erişen ve bâhusûs seyr-i sülûkunu tamamlayarak irşâda mezûn olan zevâta giydirilen özel başlıklara verilen isimdir. Tâc, canı isteyenin giyebileceği bir kıyâfet olmaması ve onu taşıyan kişinin ma'nen yüksek bir mevkide bulunması sebebiyle tarîkat-ı aliyye lisânında "tâc-ı şerîf", "tâc-ı edeb", "tâc-ı saâdet" gibi hürmet bildiren terkîblerle zikredilmişdir. 

Her tarîkin tâcı kendine mahsûs olup, renkleri, şekilleri, kumaşları ve dikişleri itibarıyla çok çeşitli tâc-ı şerîfler vardır. Tâc-ı şerîflerin renkleri, şekilleri ve hattâ dikişleri bile bir çok remzlerle doludur. "Dervîşlik olaydı tâc ile hırka/Biz dahî alırdık otuza kırka" sözünden de anlaşılacağı üzere tâc-ı şerîfden maksad, onun kumaşı, rengi, şekli filan değil onun işâret ettiği ma'nâlardır. Meselenin ehemmiyetine binâen, meşâyih-i kirâm hazerâtından bazıları, bu remzlerin îzâhı için risâleler yazmışlar, bazıları da tarîkatnâmelerinde bu konuya yer ayırmışlardır. Seyyid Nizamoğlu Seyfullah Hazretlerinin "Risâle-i Tâc-ı Nizâmî" adlı risâlesi,  Abdullah Salâhî Uşşâkî Hazretlerinin "Cevâhir-i Tâc-ı Hilâfet" isimli risâlesi, Mehmed Rıfat el-Kâdirî el-Eşrefî'nin "Tâciyye-i Kâdiriyye" risâlesi bu eserlerden bazılarıdır. 

Tâc hakkında oldukça geniş malûmat veren bir eser de, tarîkat-ı aliyyeye âid bütün kıyâfet ve eşyâları bir araya getiren, Yahyâ Âgâh el-İstanbulî'nin "Mecmûatü’z-Zarâif Sandûkatü’l-Maârif" adlı eseridir. Bu eserde, diğer tarîkat kıyâfetleri yanında tâc-ı şerîfler hakkında da geniş bilgi verilmiş ve bir çok tarîkin tâcı çizimlerle tarif edilerek her birinin şekil, renk, dikiş ve sâir özelliklerine göre remzlerinden de bahsedilmişdir. Bu eser bir kaç defa yayınlanmışdır.


Dervîşlik olaydı tâc ile hırka
Biz dahî alırdık otuza kırka
Bazı tarîklerde yalnız irşâda mezûn olan zevâta tâc-ı şerîf giydirilirken, bazılarında o mertebeye gelmemiş olanlara da tâc giydirildiği bilinmekdedir. Bu gibi tarîklerde iki mertebeyi birbirinden ayırmak için birden fazla tâc-ı şerîf kullanıldığı da olmuşdur. Bu bahis oldukça uzun ve teferruatlı olup, biz şimdi kime ne cins bir tâc giydirileceği meselesini bir kenara bırakarak meselenin özüne dönelim ve seyr-i sülûkünü ikmâl ederek irşâda me'zûn olanlara giydirilen tâc-ı şerîfin remzlerinden bahsetmekle yetinelim :
Yukarıda zikredilen manevi mertebelere erişmedikleri, o şartları yerine getirmedikleri halde tâc-ı şerîf giyenler de vardır. Bunların bir kısmı halka kendilerini mürşid gibi göstermeye çalışan mürâîler ve sahtekârlardır. Diğer bir kısmı da ne yaptığının farkında olmayan bir takım mukallidlerdir. Bazıları da çocuk gibidir. Hani babası komutan, kaptan ya da pilot olan bir çocuk, babasının şapkasını alıp da başına geçirir ya, işte tıpkı onun gibi.

Tâc ma'rifet tâcıdır sanma gayrı ola tâc
Taklîd ile tok olan ledünnîden ola âç
Listeye geri dön