Tam da Yemeden Yaşamaya Alışacakdı

24 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Nasreddin Hoca

LATÎFE

Nasreddin Hoca, masrafı kısmak için, eşeğinin yemini azaltmaya karar vermiş. Fakat hayvan yeminin azaldığını farkedip huysuzlanmasın diye yemi her gün biraz azaltmış. Bakmış ki hayvancağız hâlinden şikâyetçi değil, günbegün hayvanın yemini azaltmaya devam etmiş. Bir gün yine hayvana yem vermek için ahıra girdiğinde bir de ne görsün! Hayvan nalları dikmiş. Hoca, hayvanın açlıkdan öldüğüne hiç ihtimal vermeyip, "Tam da yemeden yaşamaya alışacakdı ama zavallı hayvanın ömrü vefâ etmedi" demiş.

NÜKTE

Hoca bu latîfesi ile bize bazı tamahkârların acınacak hâlini gösteriyor. Tamahkârlarlıkda ileri gidenler, kendilerine hizmet edenlerin hakkını vermeyerek kâra geçdiklerini zannederler. Bilmezler ki aslında bu yaptıkları, hem dünyâda hem de âhiretde kendilerine zarar vermekdir. Bazı tamahkârlar cimrilikde o derece ileri gitmişlerdir ki, paraya canlarından bile daha çok kıymet verirler. Meselâ hasta olurlar, paraya kıyamadıkları için doktora gitmezler. "Canını al ama parasını alma" darb-ı meseli bunlar için söylenmişdir.

Bu latîfede tasavvufî bir ma'nâ da vardır. Beden bir binek, rûh ise onun binicisidir. Beden her ne kadar süflî ise de rûhun ona ihtiyâcı vardır. Zîrâ beden olmadan rûh bir şey yapamaz. Her ne kadar maneviyyat yolunda bedeni zayıf tutmak ve rûhu kuvvetlendirmek için riyâzat tavsiye edilmişse de bunun da bir ölçüsü vardır. Eğer bu ölçü şaşar da riyâzatda aşırıya gidilirse rûhun bineği olan beden zayıf düşer hattâ ölür ve maksad hâsıl olmaz. Öyleyse bize hizmet eden diğer bineklerin hakkını verdiğimiz gibi bedenimizin de hakkını vermemiz gerekir.


Sahîler cûd ile âbâd olurlar
Bahîller buhl ile berbâd olurlar
Listeye geri dön