Tamahkârın Yemeğini Yemeyin!

1 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Kimseye bir şey koklatmak istemeyen tamahkârlar hep alay ve eğlence konusu olmuşdur. En küçük bir ikrâmı bile içleri cız ederek yapan tamahkârlarla eğlenmek için emr-i vâki ile onlara para harcatmak halk arasında âdet olmuşdur. Muzaffer Efendi Hazretleri bu âdete atıfda bulunarak buyurdular ki :
Biz ekseriyâ şaka olsun diye tamahkârlara zarar vermeye çalışırız. Sakın onların yemeklerini yemeyin! Tamahkâr kişiler, köpek tabîatlıdır, köpek kemiğini kimseye vermez. Sakın onların sofrasında yemek yemeyiniz. Onlar köpek tabîatlıdır, köpeğin çanağından yemek yenmez fakat sen çanağından köpeğe atarsın, verirsin. Acabâ ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? Bu tamahkârlar, köpek gibidir, köpek kemiği bacağının arasına sıkıştırır, hırrrr diye hırlar, kimseye bir şey vermez. Bu tamahkârların gidecekleri yer, cehennemdir, alınları secdede çürüse de, alınları delinse de cehenneme gideceklerdir. Bunu ben söylemiyorum, Peygamber böyle söylüyor.
Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Tamahkâr insanların çayını ve kahvesini katiyyen içmeyin, ekmeğini ve yemeğini aslâ yemeyin! Böyle kişilerin ekmeğini yemek, çayını içmek insana derd getirir, hasta olursunuz. Bunlara çayı ve kahveyi, ekmeği ve yemeği siz ısmarlayın.
Tamahkâr kişi, kimseye bir şey koklatmak istemez, eğer bir şey ikrâm etmeye mecbûr kalırsa yapdığı masraf içine oturur, hiç aklından çıkmaz, âdetâ âh eder. Tamahkârın içi cız ederek yapdığı bir ikrâmdan duyduğu pişmânlığın acısı, âdetâ bir mazlûmun âhını almak gibi, o ikrâmdan istifâde eden kişide muhakkak bir derd ya da hastalık meydana getirir.

Kimi tamahkârlar da istemeyerek yapdığı masrafı telâfî edebilmek için türlü türlü yollara başvururlar, kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri almak isterler, hiç bir yol bulamazlarsa başa kakar, kalb kırar, gönül incitirler. Netîcede tamahkârın ikrâmından hiç hayır gelmez.

Tamahkârların bu dünyâda başkaları için harcadıkları paraların karşılığını yevm-i kıyâmetde mahkeme-i rûz-i cezâda o kişilerden isteyeceklerine dâir bir rivâyet de vardır. Meselâ "Ben filancaya şu kadar yardımda bulundum, filancaya yemek ısmarladım, filancaya çay ikrâm ettim, şimdi bana bunun karşılığını ödesin" diyeceklermiş.

Geçme nâmerd köprüsünden ko aparsın su seni
Yatma tilki gölgesinde ko yesin arslan seni

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön