Gûşe-i vahdet makâmı cennetü'l-me'vâ imiş
Hâlet-i 'aşk-ı ilâhî bir 'aceb sevdâ imiş
'Âşıkın maksûdu ol mahbûb-i bî-hemtâ imiş
Himmeti gâyet bülend ü matlabı bâlâ imiş
Hazret-i Hakk'la eğer olmak dilersen âşinâ
Yak özün pervâne-veş bulup fenâ-ender-fenâ
Lâ-mekân sahrâsını seyrân iden ehl-i safâ
Kâf u nûn iklîmi ankâsın şikâr itse n'ola
Rûh-i 'ârif şahbâz-ı kâf-ı istiğnâ imiş
Darb-ı tevhîd eylegil mahv it vücûdu ey gönül
Nâr-ı 'aşk içre duhân gibi su'ûd it ey gönül
Ka`be-i kalbe teveccüh kıl sücûd it ey gönül
Nûr-i pâk-i Hakk'ı Hakk ile şuhûd it ey gönül
Bunda yârin görmeyen yarın dahî a'mâ imiş
Talîb isen 'ilm-i iksîre dilâ sen de eğer
Cevher-i 'irfân ile mestin kıl sîm ü zer
Zikr-i Hakk dilden nukûş-i mâsivâyı mahv ider
Gayra bakmaz dâimâ sırr-ı serâyın pâk ider
Sâdıkın zîrâ murâdı Hazret-i Mevlâ imiş
Vâsıl-ı Hazret olup irmek dilersen rif'ate
Vahyîyâ sabreylegil bâr-ı belâ vü mihnete
Rûz u şeb sa'y it süvâr olup semend-i himmete
"Kâbe kavseyn"i geçüp iriş sarây-ı vahdete
Sırr-ı "ev ednâ" Hüdâyî cümleden a'lâ imiş
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretlerinin nutk-i şerîfi üzerine Vahyî Efendi'nin tahmîsidir.