2 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Niyâzi Mısrî Hazretleri, Hazret-i Yûnus'un, "Bir serçenin kanadın kırk kanluya yükletdim, çifti dahi çekmedi şöyle kaldı kazını" beytini şerh ederken buyuruyorlar ki :
Bu beyt, tarîkat amelinin şerefini ve lüzûmunu bildirir. Ve sülûk ehlini sülûke tergîb beyânındadır. Ve dahi zâhiri tashihden bâtın tarafına ihtimâm ziyâde olması lâzım idüğün beyân ider. Zîrâ amelin zâhiri âsân bâtını ziyâde güç idüğün bildirir. İmdi kanlu ile yürümek, zâhir ameline misâldir ve kanat ile uçmak, bâtın ameline işâretdir. İmdi, bâtın ehlinin ameli, zâhirbîn olan ehl-i riyâya ziyâde ağır gelir. Zîrâ riyâ ameli âsândır. Her ne kadar çok olsa bahası azdır, saman gibi. Ammâ hulûs ile olan amel güçdür ve ağırdır. Her ne kadar az olursa da bahâsı ziyâdedir, altun gibi. Fikrü sâatin hayrun min ibâdeti sene. (Bir saat tefekkür bir sene ibâdetden hayırlıdır). Cezbetün min cezebâti'r-rahmân tüvâzî amelü'-s-sekaleyn. (Rahmân'ın cezbelerinden bir cezbe ins ü cinnin ameline denkdir).
Ve dahi bunlarda kanat vardır, kanlu ile gitmek gibi değildir. Zîrâ tarîkat ehlinin evvel ameli dünyâyı terk ve melekût âlemine uçmağa kanatdır ki murâd yakîn ile olan ameldir. Demişlerdir ki, "Lehüm ecnihatün yatîrûne bi gayrı rîşin ilâ melekûti rabbi'l-âlemîn". Yani ehlullahın kanatları vardır, tüyü yokdur. Zîrâ nûrdandır, melekût âlemine doğru uçarlar". Ol kanat bunlarda, terkleri sebebi ve telkîn-i meşâyih ve mâye-i Muhammedî ve usûl-i esmâya müdâvemet ve riyâzât-ı şer'iyye ile olur. Hâsıl-ı kelâm dimek olur ki, tarîkat ehlinin en ednâsının hulûsu ve sıdkı ve hüsn-i itikâdını kırk âbidin gönlü çekemez. Zîrâ bunlarda terk vardır. "Hubbü'd-dünyâ re'si küllü hatîetin, terki'd-dünyâ re'si külli ibâdetin" denilmişdir.
İmdi, bir kimse dese ki, "Ben bir inci kadar cevheri kırk kanluya yükletdim, çekemedi", murâdı anın kıymetidir. Hadd-i zâtında yüz altun ider bir cevheri, kırk elli kanluya yükletmek kâbildir. Bu temsil, ehl-i hâlin ednâ mertebesinde olanlar içindir. Zîrâ serçe kuşların zaîfidir, uzak sefer idemez. A'lâ mertebede olanlar, doğanlar ve şâhinler gibidir. Anlardan birinin ameli ve yakîni ve zevki, yüz bin âbidin yakînlerinden ve amellerinden ziyâdedir. Anların kanadını kanlu değil belki yer ve gök ve arş ve kürs çekemez. Vallahu a'lem bi's-savâb.