Tarîkat Nasîb İşidir

24 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

İrşad

Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîminde, Ashâb-ı Kehf kıssasını beyân ederken, "مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُرْشِدًا۟ " buyuruyor. Yani Allah kime hidâyet ederse o doğru yolu bulmuşdur, kimi de dalâletde bırakırsa, kendisini irşâd edecek bir dost bulamaz o. Âyetin zâhir manâsı malûm. Îmân, hidâyet, nasîb işidir, Allah dilediğine verir îmânı, hidâyeti. Eğer Allah bir kimseye îmân nasîb etmezse, bütün dünyâ biraraya gelse o kişiyi hidâyete götüremez. Bir de bâtınî ma'nâsı var bu âyetin ki asıl üstünde durmak istediğim o şimdi. Âyetin bâtın manâsı, tarîkata işâret ediyor yani Hakk'a giden yola. O yol ki, ancak bir mürşidin terbiyesi altına girerek, tezkiye-i nefs ve tasfiye-i kalb ederek yürünür. Anlaşılıyor ki, bu yolu bulmak da nasîb işidir. Nasîbi olmayan giremez bu yola. Hattâ şerîat ehlinden öyleleri var ki bu yolu inkâr ediyor, kabûl etmiyor tarîkatı. Bütün dünyâ bir araya gelse, onları inkârından döndüremeyeceği gibi, içinde tarîkata girme hevesi olup da nasîbi olmayanlar için de böyledir bu. Pek çok kimsenin kâmil bir mürşide erişememesinin yâhud erişse de ondan istifâde edememesinin hikmeti budur işte.

Burada mühim bir incelik de var, onu da söylemeden geçemeyeceğim. Âyet-i kerîmenin sonundaki iki kelimelik terkîb pek manidârdır. "وَلِيًّا مُرْشِدًا۟ veliyyen mürşidâ" terkîbinden bahsediyorum. Meâllere bakarsanız "irşâd edici, doğru yola götürücü dost" diye tercüme ediliyor bu. Elbette doğru bu tercümeler ama bir düşünün, acaba Allah niçin velî ile mürşid kelimelerini bir araya getirmiş de başka türlü ifâde etmemiş? Malum ya velî, Arapça dost demek ama dînî ıstılahda ve sôfiyye lisânında Allah dostu demekdir, Allah'ın sevdiği kişi demekdir. Mürşid de malûm, irşâd eden, rüşde erişdiren manâsına sôfiyyede şeyhler için kullanılan bir tabîrdir. Bu itibarla bu terkîbi "irşâda ehil olan velî" yâhud "hem velî hem mürşid olan zât" diye de tefsîr edebiliriz. Bundan ne anlıyoruz? Bir mürşide erişmek, bir veliyyullahdan ahz-ı feyz almak, Allah'ın irâdesine bağlıdır, kulun irâdesine değil. Onun için her kula nasîb olmaz bu.

Listeye geri dön