Tarîkatlar Neden Bozuldu?

21 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Tekke
19 asrın Tarîk-i Mevleviyye ricâlinden Hüseyin Azmî Dede Hazretleri, tarîkatların fesada uğramasının sebebleri hakkında şöyle buyuruyorlar :
Her şey asl üzere kalmayıp kâbil-i fesâd olduğundan, tarîkatların şerâitine dahî mürûr-i zamân ile ârız olan halel ve fesâdın sebebi tarîkatlara cühelânın dühûl etmesi ve tekâyâ meşîhatlarına hall vukûunda taraftar iânesiyle nâ-ehle yahut mütevveffânın yetîmine tevliyet ve maîşet gibi verilip sinni, tufûliyyet geçdikde, seyr ü sülûke adem-i rağbetiyle tekâyâda mu'tâd olan evrâd ve ezkârdan âdet-i resmiyyeyi görmek ve işitmek ile icrâ, hilâfetnâme isminde yazılmış bir kağıt almak ile mümkün olması, ekser için irşâdın inkıtâ'ını hâdis oldu.
Bugünkü dile çevirerek hülâsa edecek olursak sebebleri şöyle sıralayabiliriz :
1. Tarîkatlara câhillerin alınması. 
2. Ehil olmayanların şeyhlik makâmına getirilmesi. 
3. Vefât eden bir şeyhin küçük yaşdaki çocuğuna şeyhlik verilmesi ve bu çocukların tekkeyi bir geçim kapısı gibi görüp, seyr-i sülûk için zahmet çekmemesi yani şeyhlik yapmaya lâyık olmayıp yaptıkları şeyhliğin merâsimden ibâret kalması. 
4. Tarîkatın merâsim kısmından başka bir şey bilmeyenlere icâzet verilmesi.
Hüseyin Azmî Dede Hazretleri, câhillerin tekkelere kabûl edilmemesi husûsunda da şöyle buyuruyorlar :
Tekâyâ, 'ulûm ve fünûnu ba`de’t-tahsîl, 'alâik-i dünyeviyyeden dâmen-keş olanlar ve terakkiyât-ı seyr-i rûhânîye sa’y edenler için binâ olduğundan, ilimde behresi olmayan cühelâya, evvelâ ilmin tahsîli iktizâsıyla medreseye gönderilip, yahut tekkede ta’lîm ve tedrîse muktedir zâtlar tedrîs edip…  
Bu tenbîhâtın bugünkü dille ifâdesi şudur  :
Tekkeler câhiller için yapılmamış, tam tersine dünyevî ve zâhirî ilimleri tahsîl ettikden sonra bunların da ötesine geçerek ma'nen ilerlemek ve rûhânî bir yolculuk yapmak isteyen kimseler için kurulmuşdur. Bu ma'nevî yolculuğa çıkmadan önce ilim öğrenmek şart olduğu için, eğer câhil bir kimse tarîkata girmek isterse ona önce ilim öğretmek lâzımdır.
Kendisi de çocuk yaşda şeyh olmuş ancak seyr-i sülûkünü de ikmâl ederek şeyh olmayı hak emiş ve uzun yıllar Gelibolu ve Kâhire Mevlevîhânelerinde postnişîn olarak vazîfe yapmış ve o devrin tekkelerini ve meşâyihini yakından tanıyan, büyük bir mürşidin mükemmel tesbit ve tenbîhleridir bunlar. Üstelik bu tesbît ve tenbîhler o gün için geçerli olduğu kadar bugün için de geçerlidir.

Âkil isen zümre-i nâdâna olma hem-celîs
Gaflet ile geçmesin gâyet sakın ömr-i nefîs
Listeye geri dön