23 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Tasavvuf yolunun hak ve gerçek olduğunun bir isbâtı da şudur ki, asırlardır ne kadar sôfî gelip geçdiyse hepsi de aynı hakîkatleri dile getirmişlerdir, aralarında hiç bir ihtilâf yokdur. Tasavvufdan anlamayan bazı kimselerin sôfîler arasında ihtilâflı zannetiği şeylerin hepsi lafızlardadır, ma'nâlarda değildir. Lafızlar kişiden kişiye, lisândan lisâna değişebilir ama ma'nâlar değişmez.
Felsefeye gelince, her filozof, kendi fikrini ileri sürmüş ve kendisinden önce gelen filozofların tezlerini çürütmeye çalışmışdır. Felsefe tarihi, filozoflar arasındaki ihtilâfların târihidir.Bütün büyük mürşidler tarafından dile getirilmiş olan bu hakîkatin hikmeti şudur ki felsefe akılla yapılır, sôfîlerin sâhib oldukları bilgiler ise mevhibe-i ilâhîdir. Akıllar çelişir, kimse kimsenin aklını beğenmez, hattâ gün gelir insan kendi dünkü aklını bile beğenmez. Sôfîlerin ilmi ise akılla elde edilen bir ilim değildir, Hakk katından gelen bir ilimdir. Hakk katında sâbit olan bir ilim de zamanla ve zemînle değişmez.